03║ basit(!) olayların sersemliği vardı üzerinde.

763 88 187
                                    

-Harry Potter

"...ve resmen topu atmasın diye oyuncuya çelme taktı! Tabii hakem de boş durmadı, kasti faul- sen beni dinliyor musun Hermione?"

Kabarık saçlı kız, öğle paydosuna girdikleri için bir sırasının üzerindeki kitapları düzene koymaya çalışıyordu. Karşısındaki kızıl saçlı oğlanın bunu söylemesi üzerine ona yorgun bir bakış attı. "Sence dinliyor gibi mi görünüyorum Ron? Basketbol muhabbeti maksimum ne kadar ilgimi çekebilir?"

"Oh hadi ama en azından dinliyormuş gibi yapabilirsin. Bir ya da iki kere 'hm...' demen yeterli!"

Hermione, Ron'un isyanına karşın gülümsedi. Eğer önemli bir şey olursa ve Ron bunu güvendiği birilerine anlamazsa çatlardı.

"Üzgünüm ama dinliyormuş gibi yapamayacak kadar yorgunum." dedi Hermione şakaklarını ovuştururken. "Hem Harry seni memnuniyetle dinleyecektir. Neden özellikle ben?"

Ron, göz ucuyla sınıfın diğer ucunda oturan Harry'nin olduğu yeri gösterdi. Siyah saçlı oğlan başını ellerine dayamış, gözlerini dalgınca önündeki kitaba dikmişti. Okumayıp öylece bön bön baktığı o kadar belliydi ki...

"Ben... Üç dersi birleştirip aralıksız uyumuş ben... Ron Weasley, bu kadarını görmedim."

Kızıl saçlı oğlan abartılı bir ciddiyetle siyah saçlı arkadaşının yanına gidip etrafında dolanırken Sherlock Holmes edasıyla kendi kendine mırıldanıyordu. Hemen yanına gelmiş kahverengi çalı saçlı kız, elinde duran kağıt rulosunu kafasını indirince olduğu yerde durarak başını ovdu Ron.

"Ne var ya!" diye isyan etti, kafasına kağıt rulosu indiren Hermione'ye. "Adam resmen gözleri açık uyuyor. Şaka yapmaya çalışanda kabahat!"

"Önce neler olduğunu anlasak mı? Ne dersin Ron?" dedi Hermione karşısında duran kızıl saçlı arkadaşına gözlerini devirmekle yetindi. Ron'a laf yetiştirmekten son anda vaz geçerek nelerin döndüğünü anlamaya çalışarak seslendi. "Harry?"

Siyah saçlı oğlan tepki vermemişti. Hatta tepki vermek şöyle bir dursun algılamamıştı bile. Şu anda yaptığı tek şey önünde duran fizik ders kitabına dalgın bakışlar atmak ve ders çalışıyormuş gibi görünmekti.

Ron gözlerini kıstı ve yapay bir öksürük sesi çıkardı. Ardından boğazını temizleyip yok bir sesle konuşuyordu. Edebiyat öğretmeni McGonagall'ın taklit ediyordu aslına bakılırsa.

"Mr. Potter, dersim ilginizi çekmiyorsa çıkabilirsiniz. Kınama mektubunuz da en yakın zaman ailenizin eline ulaşacaktır."

Bu sesi duyması ile siyah saçlı oğlan olduğu yerde irkilerek zıpladı. Anlaşılan şu anda öğle arasında olduklarından bile bihaberdi.

"Yok öyle bir şey efendim." dedi Harry konuşan kişiyi teyit etmek için bile arkasına bakmadan. Diğer yandan da fizik kitabının sayfalarını çevirerek edebiyatta nerede kaldıklarını bulmaya çalışıyordu. "Dalmışım, sayfa kaç?"

Hermione elini sertçe alnına vururken Ron, arkadaşının haline gülmemek için kendini sıkıyordu. "394. Sayfa Potter."

Harry kitabın en son sayfalarına gitti ve 280. sayfada kitabın bittiğini gördü. "394. Sayfa yok Profesör!" dedi panikle. Arkasını döndüğünde ise Ron'un kahkaha atmaya başladığını, Hermione'nin ise arkadaşlıklarını sorguluyormuş, "Benim bunların yanında ne işim var?" diyormuş gibi baktığını gördü.

I'm in love with an angel | hinnyWhere stories live. Discover now