Yıldızları izleme seansımız bittikten sonra Alp Han'dan –ona böyle seslenmemi istemişti- hem çevirmemi istediği belgeleri hem de ayrıyeten bir defter ve kalem almıştım. Bu deftere aynı ilk geldiğimde yaptığım gibi Artun Emir Han'ın hayatıyla ilgili bildiğim her şeyi yazacaktım. Tüm ipuçları gözümün önünde olursa bir şeyleri halletmem daha kolay olacaktı. Odamın önünde iki tane muhafız nöbet tutuyordu sanırım kaçmak gibi bir çılgınlık yapacağımı düşünüyorlardı ama ben hiçbir zaman o kadar cesur olmamıştım bunu sürekli söylüyordum.
Odama girip denize bakan pencereyi açtım masamın üzerine kağıt kalemi ve bir adet gaz lambasını koyduktan sonra dolaptan üzerime geçirebileceğim bir hırka aramaya koyuldum. Bulduğum koyu kahverengi yünlü hırkayı da giydikten sonra iş başına geçtim. Tek eksiğim şöyle güzel dumanı üstünde bir kahveydi. Gerçekten kahve içmeyi çok özlemiştim! Sanırım Artun Emir Han'a ertesi gün kahve işinin soracaktım benim gibi bir tiryaki için işler iyi gitmiyordu.
İlk önce Alp Han'ın verdiği belgelere baktım fazla zor değillerdi bir kısmı İngilizce bir kısmı Fransızcaydı. İngilizce olan kesimleri çevirip bırakmıştım. Bazı bilgiler o kadar yanlış ve saçmaydı ki değiştirmeden yazmak benim için inanılmaz acı vericiydi ama bilimin gelişimine müdahale etmek de haddime değildi.
Sonrasında Artun Emir Han'la ilgili bildiklerimi ve burada gördüklerimi yazmaya başladım. Her ne kadar Latin alfabesi kullanmasalar da yine de kendimi riske atmamak için her şeyi İngilizce yazıyordum. Hatırladığım tüm suikast girişimlerini yazdım. Aslında Batuhan'ın dediğine göre dört yüz yıl öncesine dair bu kadar hatasız belgeler bulmak çok zordu ancak Artun Emir Han o kadar çok sorunla uğraşmıştı ki yanındaki güvendiği kişilere başına gelenleri not ettirmişti. Bu yüzden çok detaylı olmasa da ona saldıran ve türlü başarısız girişimde bulunan kişilerden ve olaylardan haberdardık.
Bildiğime göre Artun Emir Han yirmi altı yaşında ölüyordu şuan benle yaşıt olduğunu var sayarsam daha dört yıl vardı. Bir an dört yıl burada sıkışacağımı düşünüp endişelensem de planıma sadık kalırsam böyle bir şey gerçekleşmeyeceğini düşünerek kendimi rahatlattım. Buraya ne için geldiysem onu yapacaktım. Bir şeyler biliyordum. Bu adamı öldürmek isteyenleri ve ne gibi planları olduğunu çok iyi biliyordum. Kronolojik olarak hangi olay hangisinden önce anlayamasam da yeterince dikkatli olursam her şeyi çözebilirdim.
Öncelikle hayatını kurtaracak sonra Kelebek Konağını yaptırması için aklına girecektim tabii bunlar için gerçekten en çok güvendiği kişi haline gelmeliydim. Sonrasıysa basitti malum aynaya gidecek dokunacak ve kendi zamanıma dönecektim. Kendi kurduğum plan bir kez daha gözüme mantıklı gelince yazma işine döndüm.
Eray Paşa meselesi çok karışıktı ne yazık ki Artun Emir Han'ın güvenini kazanmak için önce bu genç adamınkini kazanmalıydım. Ancak sadece bir dakika yanında durmama rağmen ne kadar güçlü, soğuk ve zeki olduğunu anlamıştım. Tahminime göre şuan yirmili yaşlarının başındaydı. Okuduğum kitapta yaklaşık yirmi dört yaşında acımasızca katledildiği yazılıydı bunu hatırlayınca içim titredi. Bu kadar güzel bir çocuğun katledilme ihtimalinin bırakın zarar görmesi bile çok ama çok üzücüydü. Acaba onu da kurtarması gereken ben miydim? Bu tarihi değiştirmeme olayı çok can sıkıcıydı. Çünkü ben tarihi bilmiyordum! Bilmediğim şeyi nasıl değiştirip değiştirmediğimi nasıl anlayabilirdim ki?
Aslında referans noktası olarak kendimi alırsam bilmediğim şeyleri değiştirmemde hiçbir sorun yoktu. Tabii bu konudan tam olarak emin değildim en ufak hatam tüm evreni yok edebilirdi. Allah'ım gerçekten bu kadar ciddi bir olayda bana güvenmen mantıklı mıydı ya? Her neyse artık tamamıyla kendime inanmalı ve amacım uğruna savaşmalıydım işte hayat benim gibi dünyanın en rahat en umursamaz insanına bile motivasyon konuşması yaptırabiliyordu. Aslandım ben, kaplandım yapardım! Motive konuşmam tamamlanınca yazmaya devam ettim. Buradaki tanıdığım kişileri okuduğum kitaptakilerle ve Batuhan'dan duyduklarımla eşleştirmeye başladım. Artun Han, Eray Paşa ve Alp Han Çare kilitleri açılmıştı. Sürekli adı geçen bir abi mevzusu vardı. Artun Han çocuk yaşta tahta geçmişti ancak ondan neredeyse on yaş büyük abisi aday olarak bile gösterilmemişti. Nedeni bilinmiyordu ben de geldiğimden beri abiye benzer birini görmemiştim bu konuyu çözmeliydim. Onun dışında Canpare Hatun adlı bir kız dolanıyordu ortalarda başta eşi olabileceğini düşünmüştüm ama tek çocuğunun annesi başka biriydi diye hatırlıyordum ayrıca Eray Paşa mevzusu böylesine barizken bir kadın arada olabilir miydi? Kimi kandırıyordum ki her şey olabilirdi her şey! Altı sezon Game of Thrones izlemiştim ben, krallıklarda ne entrikalar döner biliyordum. Herkes herkesle olabilirdi o yüzden bu konuyu da sonraya bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aynanın Diğer Tarafındakiler
Historical FictionÜniversite öğrencisi Eylem; bol bol gezmeyi, kahkahalarla gülmeyi ve kelebekleri fazlasıyla severken, kitaplardan, yalnızlıktan ve ciddi olan her konudan nefret ederdi. Tarih bölümü öğrencisi olan erkek arkadaşının ısrarıyla bir 17.yüzyıl hükümdarın...