Sonsuz Olasılıklardan Biri

2.4K 222 227
                                    

SÜRPRİZ!

Bölüm Şarkısı;Nil Karaibrahimgil-Kanatlarım Var Ruhumda (tam Eylem'lik bir şarkı :) )

*

Başka bir evrende, daha güzel günlerde...

"Olmaz! Onun başına bir şey gelirse ben de yaşayamam anlıyor musunuz!" genç adam öfkeyle oturduğu masadan kalkıp geniş salonu arşınlarken onu izliyordum.

"Eray Paşa'yı seven tek kişi sen değilsin. Emin ol onun başına bir iş gelmesine ben de izin vermem." Bakışlarımız kesişti adamla. "Sana güvenmiyorum." Benim canımı kimsenin sözleri acıtamazdı ama bu ahmağın dedikleri kalbimi deşiyordu. Hiç bana uygun bir davranış değildi. Nedenini de anlayamıyordum ona aşık falan değildim neydi o zaman aramızdaki bu kahrolası bağ?

"Artun Emin Han güvenimi kazanabilmen için daha ne yapayım ben ya söylesene? Eray Paşa'nın ölmesine izin vermem! O benim en iyi dostum, canım sırdaşım."

"Gerçekten ölmeme izin vermez misin Eylem? O zaman neden bu haldeyim?" duyduğum tekdüze sesle yavaşça arkama döndüm ve gördüklerimle bir iki adım geriledim.

"Sa...sana ne oldu? Kim yaptı bunu ne oldu?" başından aşağı kanlar akarken yüzündeki sakin ifade bozuldu ve gülümsemeye başladı. "Sen yaptın."

Çığlık atarak yattığım yataktan fırladığımda saç diplerim ve boynum kan ter içinde kalmıştı. Derin derin nefesler almaya çalışırken kalbim dört nala koşuyordu sanki. Aniden odamın ışığı açıldığında uykudan yeni kalktığı gözlerinden okunan kardeşim girdi içeri. "Eylem, iyi misin sen?" kalınlaşmış sesiyle yanıma gelip oturduğunda kollarımı boynuna sardım. O saçlarımı okşarken ben sakinleşmeye çalışıyordum. "Yine o kabuslardan mı gördün?"

Zar zor başımı sallayıp boynundan ayrıldım ve yatağımın başlığına yaslandı. "Çok kötüydü bu sefer çok kötüydü." Aniden hıçkırarak ağlamaya çalıştığımda karşımdaki genç çocuk ne yapacağını bilemez gibi kalakaldı bir süre sonra ellerimden birini sıkı sıkı tutup konuştu. "Eylem onların hiçbiri gerçek değil ki güzelim. Sana beyninin oynadığı oyunlar bunlar tamam mı? Bak buradasın ve iyisin." Derin bir nefes alıp gözlerimi tavana diktim ve yaşların durmasını bekledim.

"Biliyorum Emir ama çok gerçekçi hissettiriyor ne yapayım." İç çekti çocuk. "Bu sefer ne gördün? Ben mi yaralanıyordum yoksa sen mi kaçırılıyordun?"

Yaklaşık bir aydır saçma sapan rüyalar görüp uykumun ortasında uyanıyor ve hepsini de ikiz kardeşim Emir'e anlatıyordum. Bu rüyalar kimi zaman heyecanlı bir macera filmi tadında kimi zaman ise bugünkü gibi korkutucu bir kabus şeklinde beni uykumdan ediyordu.

Rüyalarımın ana karakterleri hep aynıydı; Başrolde tabii ki ben, kardeşim Emir, Eray ve Mustafa. Bazen farklı karakterler de girip çıkıyordu ancak temel olarak olaylar dördümüz arasında yaşanıyordu. Ayrıca kıyafetlerimizden yola çıkarak eski zamanlarda geçtiğini de söyleyebilirdim. Bu rüyalar öylesine gerçekçi öylesine dehşet vericiydi ki orada yaşadığım duygular sabah kalktığımda beni direkt etkileyip günümün kalanını bana zehir edebiliyordu.

"Bu sefer Eray'ı gördüm. Kanlar içindeydi ve benim yüzümde o halde olduğunu söylüyordu." Emir, Eray'ın adını söylememle bir an gerilse de öksürüp toparlandı. "Kızım daha sabah telefonla konuştuk Eray'la ya gayet iyiydi beynin seni kandırıyor. Hayır ne kadar umursamaz biri olduğunu bilmesem sınavları kafana takıyorsun stresten bu haldesin diyeceğim." Gözlerimi devirdim saçma sapan çıkarımlarına.

"Üff sana anlatan da kabahat Emir ya git yat zıbar beni rahat bırak." Biz Emir'le üç gün iyi geçinsek haftanın kalan dört günü birbirimizi yerdik saçma sapan bir ilişkimiz vardı.

Aynanın Diğer TarafındakilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin