1 ✨

3.4K 320 543
                                    

Gözlerini araladığında birkaç saniye tavan ile bakıştı Hera. Başında hafif bir ağrı vardı. Elini alnına götürüp tekrar gözlerini kapattı. O an kafasına dank etmişti. Dün gece olanları hatırladı.

Odasında ders çalışıyordu. Susadığı için çıktı dışarı, ve ev arkadaşı Sue'nin odasına girmek üzere olan iki tanıdık sima ile karşı karşıya geldi.

Bang Chan, Lee Felix.

Daha ne olduğunu anlamadan, burnuna kapatılan bez yüzünden bilincini kaybetmişti. O anları hatırlayınca hızla kalktı uzandığı yerden. İçindeki korku tüm bedenine yayılırken etrafa baktı. Büyük bir odadaydı. Ve yalnız değildi.

Tüm kızlar buradaydı.

Kendi uzandığı yatağın diğer tarafında Sue vardı. Duvara birleşik olan bu yatak, iki kişilik olmasa gayet sığmışlardı buraya. Yatağın yanındaki tekli koltukta Lu Yin, odanın diğer kenarınaki üçlü koltukta ise Ryeong ile Gayeon vardı. Hepsi baygındı.

Kızları görünce ikinci bir şoka uğramıştı Hera. Fakültenin sivil savunma kulübü üyeleriydi hepsi. Hera da aynı şekilde. Onları kulüpten tanıyordu. Sue ile ise liseden beri tanışıyorlardı.

Yutkundu. Saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp yanındaki uzanan Sue'ye döndü. Onu dürterek uyandırmaya çalıştı. Uyanmıyordu. Hera iyice korkmaya başlarken durumun ciddiyetini de hissedince ne yapacağını şaşırmış bir vaziyette ayağı kalktı ve odanın kapısına ilerledi. Kapı kilitliydi. Korkusunun üstüne öfke de bindi. Kapıya sertçe vurmaya başladı.

"Orada kim var?! Çıkarın bizi!"

Bu yüksek ses, önce Ryeong'u, sonra Lu Yin'i uyandırmıştı. Diğer kızlar da uyanmış ve birbirlerine bakmaya başlamışlardı. Hepsi nerede olduklarını sorguluyor, bayılmadan önceki şeyleri hatırlayarak telaşa kapılıyorlardı.

Sue hızla Hera'ya koştu.
"Neredeyiz biz Hera? N'oluyor?"

Hera arkasına dönüp Sue'ye baktı. Diğer kızlar da gelmişlerdi. Öylesine akıl almaz bir durumdu ki, neyin içinde olduklarını bile bilmiyorlardı.

"Biz... Kaçırıldık."

***

Yukarıdan gelen sesler ile birbirlerine baktı altı genç. Felix alayla sırıttı.

"Uyandılar sonunda."

Elindeki çatalı bıraktı ve seslere dikkat kesildi Min Ho. Kızlar bağırıyor, kapıya vuruyorlardı kırmak istercesine.

"Gidip bakacak mıyız? Ortalığı ayağa kaldırıyorlar. Eh... Normal olarak."

Bang Chan kafasını iki yana salladı. "Biraz sakinleşsinler."

Changbin de ona hak verdi.
"Önce durumu kavrasınlar kendi aralarında. Şimdi gidersek saldırgan davranabilirler."

Jisung;
"Ne zaman gidersek gidelim, her türlü öyle davranacaklar zaten. Hele o Ryeong cadısı, ıyy..."

Gürültü devam ederken kahvaltılarına devam ettiler. Telefonundan saate baktı Hyunjin. Seungmin ile Jeong In çoktan okuldan çıkmış olmalılardı. Hala gelmemiş olmaları onu endişelendirdiği için Chan'a sordu. Chan, rahat bir tavırla; "Kızların telefonlarını toplamaya gittiler."

Hyunjin kaşlarını çattı.
"Tek başlarına mı? Yakalanırlarsa?! Birlikte gitmeliydik hyung, ya da neden dün gece yapmadık ki? Riske giriyoruz resmen."

"Bu saatte herkes okulda ya da işte oluyor Hyunjin, kime yakalansınlar? Telaşa kapılma, gelirler şimdi."

Hyunjin pek tatmin olmasa da kafasını salladı.

Flare | Stray Kids Where stories live. Discover now