15✨

2.1K 251 474
                                    

Saat gece yarısını gösteriyordu. Tüm ev halkı uyurken, tek bir kişi uyanıktı ve mutfakta kendine kahve yapmakla meşguldü.

Hyunjin, boğaz kuruluğu ile uyanmış ve yatağının yanındaki komidinin üstünde duran sürahiye bakmıştı. Boştu. Oflayarak yataktan kalktı, kendine su almak için mutfağa gidecekti. Diğer yatağın boş olduğunu görünce kaşları çatıldı. Gahyeon'un, çoktan uyuduğunu sanıyordu. Mutfağa indiğinde, sadece ankastrenin küçük loş ışığının açık olduğunu fark etti. Sonra, kendine kahve dolduran Gahyeon'u buldu gözleri. İç çekerek yanında gitti ve içmek üzere olduğu kahveyi alıp, lavaboya boşalttı. Gahyeon, neye uğradığını şaşırmış vaziyetteydi.

"Ne yapıyorsun?"

Hyunjin, boş kupayı lavaboya bıraktıktan sonra Gahyeon'a döndü.

"Uyku tutmadığı halde kahve mi içeceksin? Kafayı mı yedin?"

Gahyeon, kaşlarını çattı.
"Sana ne bundan?"

"Bu saatlerde kahve içince, sabaha kadar uyuyamıyorsun. Sonra zombi gibi dolaşıyorsun sabahları etrafta."

Hyunjin'in azarlarcasına konuşmasına karşılık sinirlenmişti Gahyeon. Dişlerini sıkarak konuştu, "Beni çok iyi tanıyormuş gibi konuşma."

"Seni çok iyi tanıyorum, Gahyeon. Seni senden daha iyi tanıyorum."

Gahyeon, alayla gülmüştü bu defa.
"Öyle mi? Dediğin kadar tanısaydın, neler hissettiğimden de haberdar olurdun, zamanında. Tek bildiğin; laf yetiştirmek."

Yanından geçip gitmeye niyetlenmişti ki, Hyunjin'in cümleleri ile olduğu yerde kaldı, ama arkasına dönüp de ona bakamadı.

"Sabahları mutlaka portakal suyu içersin, sebze ağırlıklı beslenirsin genelde, yani kahvaltın salatadan oluşur eğer keyfin yerinde ise. Değilse, patates kızartması yaparsın çabucak, bu seni mutlu eder, parmak patatese bayılıyorsun çünkü. Canın sıkkın olduğunda iyi gelir. Fastfood tercih etmezsin, ama bazen canın çok çekerse ufak kaçamaklar yaparsın. Kahve tutkunusun, sıcak havalarda bile içersin. Kruvasan ile kahve, vazgeçilmez ikilidir senin için."

Gahyeon, çatık kaşları ile Hyunjin'e döndü, "Neydi bu şimdi?"

Hyunjin, ona doğru adımlarken konuşmaya devam etti, daha bitmemişti.

"Kendini ve sevdiklerini öven insanlardan nefret edersin. Bu yüzden yengenden tiksiniyorsun çünkü daima kuzenini ve kendi ailesini över, onları yüceltir. Yengene misafirliğe gitmek bile işkence senin için. Komik insanlardan hoşlanırsın, ince esprili olanlar hani, ama fazla abartmadıkları müddetçe."

"Hyunjin, sus."

"Arkadaşlarına kıyasla daha olgun ve ağır bir yapın var, bu yüzden genellikle onlarla pek anlaşamazsın. Hepsi çocuk gibi senin için. Böyle hissettiğin anlarda benim yanıma gelirdin. Teyzen, senin için anne ve babandan bile daha değerli. En yakın arkadaşın o, okulun bittikten sonra bile onunla yaşama planların var. "

Gahyeon, iyice sinirleniyordu. Sinirden sıktığı yumrukları adeta titriyorlardı. Ama Hyunjin durmadı.

"Çin burcun; ejderha. Bunu bile arkadaşın söyledi sana çünkü burçlarla zerre ilgilenmiyorsun. Astroloji saçma gelir sana. Lise dizilerine ve filmlerine bayılırsın, komedi filmi hastasısın ama romantik komediden hiç hoşlanmazsın. Korku filmleri izlerken iyi, ama izledikten sonra kötü hissedersin. Gerilim filmlerinden nefret edersin, bilim kurgu ise sıkıcı gelir."

Aralarında bir adımlık bi' mesafe kalmıştı en sonunda. Hyunjin'in bakışları, Gahyeon dudaklarına indi, sinirlendiğini fark ediyordu. Fısıldayarak konuşmaya devam etti bu sefer.

Flare | Stray Kids Where stories live. Discover now