28✨

1.4K 183 281
                                    

Chan'ın verdiği kara haber ile harekete geçtiler; Chan, Min Ho, Changbin, Hyunjin, Hera, Yoko ve Gahyeon. Deniz kenarındaki eve doğru yol almışlardı, diğerleri de gitmek istemişlerdi fakat acil bir durum olursa onların kalmaları gerektiğini söylemişti Chan.

Bir saatten az süren yolculuğun ardından eve varmışlardı. Evin önünde birkaç adam vardı, evi inceliyorlardu. Chan'ın babası ile ona ihanet eden ortağı ise tartışıyorlardı. Arabadan inip hızlıca onlara ilerlediler.

"Baba!"

Bay Bang, şaşkınlıkla oğluna ve arkasından gelen arkadaşlarına baktı. Ona haber vermişti ama buraya geleceğini tahmin edememişti.

"Chan?"

Babasının yanına gelen Chan, diğer adama ters bir bakış attıktan sonra babasına döndü, "Bu evi yıkamazsınız, olmaz."

"Ben de bunu anlatmaya çalışıyorum Jo Tae'ye! Bu evin yarısından fazlası benim."

Jo Tae denilen adam kahkaha attı, "Belgelerde öyle yazmıyor ama sevgili Bang Gi?"

"Belgelerde oynama yaptın çünkü, şerefsiz!" Bay Bang, Jo Tae'nin yakasına sarılınca onları ayırmaya çalıştılar. İşin içinde bir terslik olduğu belliydi zaten.

"Baba, tamam. Sakin ol. Bırak şunu." Bababasını geriye çekti. O sırada Yoko ile Changbin evi yakından inceleyen işçilere ilerlediler. Chan, babasını sakinleştirmeye çalışıyordu her ne kadar kendisi de öfkeden patlayacak gibi olsa da.

"Asıl belgeleri benden çalmış! Yedekleri nerede bilmiyorum bile. Gidip değiştirmiş, şu an evin %80'i ona ait gözüküyor ama hakikat bu değil! %20'si onundu! Altında imzası vardı ve bu evi tamamen bize bıraktığını söylemişti. Şimdi gelmiş yıktırma kararı çıkarmış, ben sadece %20'lik ortak olduğum için itiraz etme hakkım göz ardı ediliyor!"

Hyunjin hayret dolu bakışlarla Jo Tae'ye döndü, "Vay şerefsiz."

Jo Tae, gözlerini devirirken Gahyeon geri çekti Hyunjin'i, bileğinden tutarak. Min Ho ile Chan hala Bay Bang'i tutuyorlardı.

Yoko, işçilerle laf dalaşına girişmişti bile, "Bakmayın diyorum! Hiçbir şey yapamayacaksınız bu eve. Boşuna kafa yormayın yani, çekin gidin." adam hiç Yoko'ya cevap verme gereği duymadan işine devam etti. Yoko sinirle oflayıp Changbin'e ilerledi. Changbin de adamlarla kavga ediyordu.

"Kime diyorum? Burayı yıktırıp ne inşa edilecek söylesene lan. Ajusshi!"

Adam, Changbin'i geçiştirti.
"Sen karışma öğrenci! Çekil git şuradan, işim gücüm var."

Changbin, yanına gelen Yoko'ya döndü, "Ben bunları döverim."

"Ben de yardım ederim." dedi Yoko kıstığı gözleri ile adamlara bakarken Changbin kollarını sıvadı, "Hadi o zaman."

Jo Tae, yakasını sirkeledi.
"Siz istediğiniz kadar itiraz edin. Bu ev yarın yıkılacak. Yerine balık restoranı inşa edeceğim. İnşaat bittikten sonra gelebilirsiniz, size indirim yaparım."

Hera kendi kendine mırıldandı, "Dalga geçiyor bir de pis herif!"

Hyunjin;
"İndirimini sikeyim senin."

Min Ho, gelen sesler ile arkasına döndüğünde gözlerini kocaman açtı, "Lan bunlar ne yapıyor?"

İşçilerle kavgaya giren Yoko ile Changbin, ortalığı karıştırmayı başarmışlardı. Diğerleri de oraya koştular, diğer adamların da kavgaya dahil olması ile o kavgayı ayırmak yerine bizimkiler de işin içine girmişlerdi. Tanrı aşkına... Büyük bir kaos ortamıydı.

Flare | Stray Kids Where stories live. Discover now