63. Bölüm Sünepe

2.3K 259 300
                                    

Höllö🧚‍♀️

Haftada bir değil iki bölüm oldu çünkü diğer işimin bir kısmını hallettim şükür.


Peri ve Yiğit arası biraz oturduğuna göre diğer olaylara geçişe başladık. Yiğit'in geçmişini yazacağım gibi önce, sonra Peri'ye gelecek çünkü finali onunla yapacağım. Çünkü onun geçmişi çok karışık. Bu bölüm de zaten Yiğit'in geçmişinden birkaç cümleyle bahsettim. Olaylar sıraya girdiğine göre finale doğru gidiyoruz demektir.


Beni biliyorsunuz finallerim birden olur bu da öyle olacak inşallah.

Multimedyada Manga Cevapsız Sorular var açarak dinlemenizi tavsiye ediyorum. Ve yorumlarınızı bekliyorum. Geçen bölüm yorumlarınız bana kahkaha attırdı çok teşekkür ediyorum🧚‍♀️🧚‍♀️🧚‍♀️🧚‍♀️🧚‍♀️


Sensiz Asla kahvelerimiz hazır biliyorum. Müzik de benden keyifle okuyun🧚‍♀️🧚‍♀️🧚‍♀️🧚‍♀️🧚‍♀️🍀🍀🍀🍀🍀


Gözlüğünü düzeltip dosyayı okurken fosforlu kalemle önemli gördüğü yerlerin altını çiziyordu. Boynu ağrıyınca başını kaldırıp sağa-sola çevirdi, bir süre öyle durup kalemi bıraktı. Uykusuz gözlerini ovalayıp yüzünü kapattı. Boynundaki ağrı artık dayanılmaz olmuştu. Ellerini yüzünden çekip yatağında uyuyan Peri'ye baktı dalgın gözlerle. Yine üzerini açmıştı. Hemen kalkıp yorganı kapattıktan sonra tekrar koltuğa geçti.



Düşünceli gözlerini, üzerinden ayırmadan bakarken, gözü telefondaki saatine takıldı. Sabah olmak üzereydi. Gece, odaya geldiğinde Peri uyuyakalmıştı. Oysaki onun babasının dosyasını inceleyecek, kendi bulduklarıyla yenileri karşılaştıracaktı. Ama Peri uyumuştu ve göz göre göre onu kabus illetinin pençesinde bırakmayacaktı. Dosyayı yarın incelese geç olacaktı çünkü başka yerlerden de haber bekliyordu. Çalışma odasına geçse öyle olmayacaktı. O yüzden dosyaları alıp yatak odasına gelmişti ve iki büklüm bir şekilde burada inceleme yapmıştı. Sıra karşılaştırmaya gelmişti ama onları ayık kafayla yapması lazımdı. Gözden kaçırdığı en ufak detay hata yapmasına sebep olurdu.


Bu davayı yeniden açtığını Peri'ye söyleyip söylememek arasında gidip gelmişti ama sonrasında vazgeçmişti. Davayı aldığını söylerse Peri kabul etmezdi. Etse de her şey daha karışırdı. Eğer bu davayı bir kez daha kazanırsa o zaman tepkisini hiç düşünemiyordu. Babasının lehine olursa...? O zaman da sevgisini alaşağı ederdi. Peri'yi bu şekilde etkilemek istemiyordu. Gerçi bundan etkilenir miydi ki? Yerinden zorla kalkıp Peri'nin yanına uzandı yorganı üzerine çekti. Uykulu gözlerle izlerken aşık olduğu kadını, parmakları saçlarını buldu yine. Hep düşündüğü, her şey farklı olabilirdi düşüncesi yine yıkıp geçerken her yeri, sarıldı, biraz daha yaklaştı. Peri'nin itirafı aklına gelince istemsiz yutkunup dolan gözlerini kapattı. Bir an önce şu davayı bitirecekti ve Peri hayatından gittikten sonra kabuslarını gerçek hayatta yaşayacaktı belki de. Belki de babasının şansını yaşıyordu. Ya sonu onun gibi olacaktı, ya da çekip yurt dışına gidecek, işinden elini eteğini çekecekti. Güçsüz gibi görünse de aciz gibi de olsa Peri hayatından giderse tüm ümitlerini de çekip götürecekti. Çünkü umudu tadan bir insan eski haline dönemezdi. Bunu yaşamadan düşünerek anlamıştı, Peri'yle evlendiği ilk gün o sözlerinin ardından...


***


Başını kaldırıp önce saatine, sonra kapalı jaluzi perdeden dışarı baktı. Hava kararmıştı vakit bugün çağlayıp geçmişti. Son karşılaştırmasını da yaptıktan sonra arkasına yaslanıp dosyalara baktı. Onur'un getirdiklerini didik didik etmişti ve sonuç, kendisi haklıydı. Gözlüğünü çıkarıp çekmeceye koyduktan sonra düşünceli ifadesi artarak devam etti. Birazdan Onur gelecekti ve gerçekleri söyleyecekti. Çalan kapıya bakıp "gel" dedi tok sesiyle. Sekreteri çekinerek içeri girdikten sonra masasına bir kağıt bıraktı. Seslenmeden kağıdı okuduktan sonra telaşla başını kaldırıp "hemen içeri al" dedi. Sekreter hızla dışarı çıkarken Yiğit hemen yerinden kalktı. Kapıdan içeri girenleri görünce eliyle koltuğu işaret etti.


Sensiz Asla Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin