29. Bölüm Vurgun

3.1K 567 675
                                    

29. bölüme hoş geldiniz🌷


Artık hikayemiz açılmaya başladı. Sanırım diğer bölüm karşılıklı intikamın ilk adımları atılacak gibi. Sizlerin yorumlarına göre nasıl yazacağıma karar veriyorum. Ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim🌷 İnanın tüm yorgunluğum üzerimden akıp gidiyor. Parmaklarınıza sağlık🥰🌷😘 Bu bölüm de aynı şekilde yorumlarınızı bekliyorum ve şimdiden teşekkür ediyorum🌷


Yine değerli yorumlarınızı bekliyor olacağım. Ve multimedyada Emre Aydın Gülümse Şimdi var. Dinleyerek okumanızı tavsiye ediyorum.

Sensiz Asla kahvelerimiz hazır biliyorum. Müzik de benden keyifle okuyun.🌷




Dünya başıma yıkıldı sözünün anlamını ilk kez babasından duymuştu. Çok küçüktü... Evlerinin bodrumunda babası onu yarı baygın bulmuştu. Babasının ağlayarak kucağına almasını ve eve doktor çağırmasını şimdi hatırlıyordu. Arkadaşı olan doktora "dünya başıma yıkıldı" demişti. O zaman nasıl olduğunu anlayamadığı o sözü ikinci kez yaşıyordu. Biri babası hapse girdiğinde, diğeri de şu an yaşadığı bu durum.


Hıçkırarak ağlarken omzuna dokunulunca kan çanağı olan gözlerle baktı. Bakışları yanında olan kişiyi bulduğunda tepki veremedi. Başına yıkılan dünyada beklemediği tek kişiydi. Gözyaşları sel olup akıyor sadece bakıyordu. Yaşadıklarına sebep olanlardan biri de bu adam... Hiç kimseye göstermediği yaralı yönünü apaçık gören adam... Çevik bir hareketle ayağa kalktı.


"Ne geldin!? Nereye gitsem mantar gibi karşımdasın! Sevin avukat gün senin günün! Evime hırsız girmiş ne çalmış biliyor musun!? Bok gibi hayatımda tek tutunduğum çürük dalımı çalmış!"


Yiğit'in kıpkırmızı olmuş yüzüne bakıp yüzünü yüzüne yaklaştırdı. Dikkatle baktı, tüm vücudu titrerken dişlerinin arasından tiz sesiyle konuştu.


"Sen yaptırdın değil mi!? Sergimi kapattıramadın, tuttuğum evin önüne geçemedin ve beni yaramdan vurdun!"


Sonra sustu, aklına bir şey gelmişçesine bakıp sesini daha da yükseltti.


"Özür bahanesiyle peşimde dolaştın ben özrünü kabul ettim ve senin yapmayacağını düşünmemi istedin! Aşağılık bir adamsın! Başardın avukat, defol git evimden!"


Peri, elleriyle omzuna vurarak kapıya doğru gitmesini sağlarken Yiğit hiç seslenmiyor Peri'nin vurduğu her yumrukta geri gidiyordu. Yüzü, öfkeden kızarmış dişlerini sıkıyor söylenilen her sözü sinesine çekiyordu.



"Elimden her şeyimi aldın, bir şey kalmadı! Bu lanet olası evden de çıkmak zorundayım, çünkü tüm birikimim de çalınmış!"


Peri, son kez vurup delirmiş baktı karşısında hiç ses etmeyen adama.


"Bir canım var sen ona da göz dikersin."


Sesi düştü omuzlarıyla beraber. Sonra ateş saçan gözlerini yeşil gözlere dikti, hiddetle üzerine yürüdü.



Sensiz Asla Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin