4. Bölüm Son Dilek

4.7K 591 350
                                    

3. Bölüme hoş geldiniz🌷



Karakterleri yeni yeni tanıyoruz ben de beraberinde. Karakterleri tanırken olaylar örgüsü de beraberinde gelecek inşaallah.


Sensiz Asla kahvelerimiz hazır biliyorum🌷 Multimedyada Es enstrümantali var. Söy'den beri her hikayeme koyduğum çok sevdiğim bir müzik. Bana Söy Zeynep ve Kerem'i hatırlatıyor, yazdığım o anlara götürüyor, vazgeçemiyorum.


Hadi, Sensiz Asla kahvelerimiz müzik ve son olarak bölüm sizlerin. Keyifle okuyun.🌷



"Gözlerin o kadar gizemli bakıyor ki."


Genç kadın, ela gözlerini Yiğit'in yüzünde gezindirdi. Parmağı, onun yüzüne değdiği an Yiğit geri çekildi ama genç kadın konuşmasına izin vermedi.


"Seni daha yeni tanıyorum ama kapıldım sanırım. Sınırların var, onları aşmak istiyorum."


Yiğit, yataktan kalkıp üzerini giyinmeye başladı. Aynı sözleri duymak artık gerilmesine sebep oluyordu.



"Beni tanımadığın belli."


Ayağa kalkıp pantolonunun düğmesini kapattı. Gömleğini giyinip üzerine kazağını geçirirken  konuşmasına devam etti.




"Uzun süreli ilişkiler, bir kadına bağlanmak bana göre değil. Sınırımı kimse aşamaz, ben istemedikten sonra hiçbir kadın benimle birlikte olamaz. İstedin, istedim, bir şeyler yaşadık ve bitti."



Melisa, istekli gözlerle az önce tutkulu dakikalar yaşadığı adamı izliyordu. Biçimli fiziği, kusursuz bir yüzü, kaslı ve yapılı vücudu... Düşük bel, eskitme kot pantolon hiçbir erkeğe böyle yakışmamıştı. Tüm bunlar yetmiyor gibi, bir kadını yatakta mutlu etmeyi de biliyordu. Yorganı göğsüne çekip yatakta doğruldu. Bu sözleri hiçbir erkekten duymamıştı. Ağrına gitse de...



"Az önce sevişirken böyle söylemiyordun ama şimdi ne değişti?"



Yiğit, sırt çantasını alıp soğuk bir ifadeyle yataktaki kadına baktı.



"Sınırıma dayanan soruları cevaplamıyorum. Sıkıldım. Bir daha da görüşeceğimizi sanmıyorum."


Melisa, komodinin üzerindeki geceliğini üzerine geçirip hızla ayağa kalkarak Yiğit'in yanına geldi.



"Böyle söyleyince daha da çekiliyorum sana. Bu gece bende kal, gitme."


Kısık sesiyle konuşması tahrik edici de olsa artık Yiğit için bir şey ifade etmiyordu. Dudaklarına uzanınca elektrik çarpmış gibi çekilip sert ifadesiyle baktı.




"Sakın! Sakın bir daha deneme! Hiçbir kadını öpmedim, birlikte uyumadım, uyumam da. Hiçbir kadına bağlanmam-ki bunu çok iyi bildiğini biliyorum. Şimdi çekil önümden."



Yiğit, çantasını omzuna atıp dışarı çıkarken Melisa arkasından baktı nefes nefese.



"Sen öyle san! Yine görüşeceğiz Yiğit."



Yiğit, dışarı çıkıp İstanbul'un benzin ve mazot sinmiş havasını içine çekti. Hafif çiseleyen yağmurun altında bir süre durdu, sonra arabasına ilerledi. Arabasına binip giderken direksiyonu sımsıkı tuttu. İçinden yükselen isyan çığlığını bastırsa da artık... Biraz gittikten sonra aracını sağa çekti kapısını açıp dışarı çıktı. Boğuluyormuşçasına nefes alırken gözlerini kısıp acı dolu bir ifadeyle baktı siyah denize. Nefesleri hızlanırken yüksek binalara baktı, en nefret ettiğiydi ama inadına ofisini en üst kattan satın almıştı. Bir kez bile o pencereden bakmamıştı, bakmayacaktı da... Burun delikleri, aldığı hızlı nefesten dolayı kabarırken "neden" diye sordu sıktığı dişlerinin arasından. "Neden, neden" tekrarladı hiç durmadan. Yıllardır sorduğu bu sorunun cevabı denizin sularına çarparak, havaya buharlaşıp kaybolmuştu, şimdiki gibi... Kalbinin ağrıdığını hissedince acısı daha da arttı. Yumruklarını sıkıp hızla aracına bindi. Sesli bir kalkış yapıp gaza yüklendi. İstanbul'un, boş, ışıklı yollarında aracını kullanırken beynindeki düşüncelerin uğultularını bastırmak için müziği açtı. Sesini yükseltip dinliyordu ama nafile yere...




Sensiz Asla Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin