12. Bölüm Azrail

3.3K 545 89
                                    

12. Bölüme hoş geldiniz🌷

Ve beklenen bölüm geldi. Tahminlerinizi duygularınızı öğrenmek istiyorum. Lütfen bu bölüm bol yorum istiyorum🌷🌷🌷


Multimedyada Umut Kaya'dan dinleyeceğiniz şarkıda geçen sözler "Eğer bir masal perisi girerse rüyalarına" bu müziği koymama neden oldu. Peri ismi geçen tüm şarkıları yayınlamaya çalışacağım🌷


Sensiz Asla kahvelerimiz hazır biliyorum🌷 Müzik ve bölüm benden kahveler sizden. Buyrun bölüm sizlerin keyifle okuyun🌷




Hiç durmadan çalışarak geçen günler... Gizem son kalan birkaç arkadaşını da arayıp sergiyi söyledikten sonra ellerini hızla birbirine çarptı. Her şey istediği gibi gidiyordu. Peri de kendini işine vermişti çok konuşmasa da bir tarafının kırık olduğunu hissediyordu. Hayat böyleydi işte. Yaşayamam artık dedikten sonra yeni başlangıçlar yapardı insan. Dünya yaratıldığından beri böyle gelmiş böyle de gidiyordu. Kendini koltuğuna bırakıp bacağını diğer bacağının üzerine attı. Sevinçle kahvesini yudumlarken kendi kendine gülüyordu. Aklına bir şey gelince kahvesini koyup panikle kalktı. Masasının yanına gidip büyük bir rulo alarak koşarcasına döndü. Vitrindeki çiçeklerin arasını zar zor açıp cama yaklaştı. Peri'nin haberi yoktu nasıl çalıştığından... Afişi ayarlayıp dışarıdan bakacaktı.



"Kolay gelsin, iyi günler."


Duyduğu sesle gözlerini kapatıp açtı. Tam zamanıydı müşterinin! İsteksiz, asık suratla başını çevirdi.



"Hoş geldiniz."



"Hoş bulduk teşekkür ederim. Ben çiçek alacaktım."


Şu an sinirleri o kadar tepesindeydi ki! Kapısının dışına kapalı yazısını asmıştı ama gel gör ki insanlar o yazıyı okumaya tenezzül bile etmiyorlardı! Aptal, sanki ekmek satıyordu da çiçek istiyordu. Afişi bırakıp çiçeklerin arasından geçerken tökezledi Manolya ağacına tutunmaya çalıştı olmadı oradan cama yapıştı derken kolundan tutulunca dengesini buldu. Gözlerini sinirle kapayıp derin derin solurken dişlerini de sıktı. Geri zekalı bir müşteri tarafından son anda düşmekten kurtarılmıştı! Oysa o gelmeseydi işini bitirecekti çünkü bu sergi tüm işlerinden önemliydi. Gözlerini açıp nazik olmayan bir ifadeyle gülümsedi hemen arkası ciddileşti.



"Teşekkür ederim."


Saksıya takılmamak için dikkatle adımını atıp vitrinden çıktı.


"Rica ederim, geçmiş olsun."


Gizem, iyice delirirken başını kaldırıp baktı karşısındaki kişiye. Bir de düşmüş muamelesi yapıp geçmiş olsun diyordu aptal! Gözlerini kıstı, dikkatle baktı karşısındaki kişiye. Bu adamı nereden tanıyordu? Gözü bir yerlerden ısırıyordu ama...



"Sağ olun. Nasıl bir çiçek istiyorsunuz?"



"Size bırakıyorum."


Gizem, elini başına attı istemsizce. Başında şapkasının olmadığını yeni farkediyordu. Az önce tökezlerken düşmüştü kesin! Bu adam işini aksattığı yetmiyor gibi bir de sinirimi bozuyordu. Ne demekti size bırakıyorum!



"Kime alacaksınız ona göre vereyim. Eşiniz, sevgiliniz, anneniz, iş arkadaşınız, çocuğunuz, hangisi?"


Karşıdaki kişi hiç şaşırmadan konuşan kıza bakıp gülümsedi.


Sensiz Asla Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin