10.BÖLÜM

4.6K 635 271
                                    

❗️Bölümü okumadan önce önceki bölümü okuduğunuza emin olun lütfen, bu bölümün okunması ondan daha fazla❗️

*Önceki bölüme Seungmin ve Bang Chan'ın arasında geçen kısa bir konuşma paragrafı ekledim. Güncelleme bildirimi gelmiş olmalı ama okumayanlar için buraya da bırakıyorum.
Chan'ın evine girdiklerinde;
"Jisung evde değil mi?" Diye sordum merakla.

"Hayır arkadaşlarıyla buluşmaya gitti."

"Hmm, öyle yakın olduğu insanlar var mı?"

"Buluştuğu kişiler insan değil vampir. Changbin ve Hyunjin, ikimizin de kardeşi gibidirler"

Onaylayan bir mırıltı çıkardım, yüzünü bana çevirdi. "İstersen bir gün seni onlarla da tanıştırabilirim."

Chan hyung ile alakalı daha çok şey öğrenmek, özellikle de arkadaşlarıyla tanışma fikri hoşuma gitmişti. "Çok isterim"
Bu kadardı

9.bölüm hatırlatması;
Kollarını belime doladı, bir süre öyle kaldık. İkimizin de içinden ayrılmak gelmiyordu sanki. Baş kaldıran duygularım bir kez daha kendini hatırlattı bana. Ne ara onu böyle sever olmuştum? Farkında olmadan daha da sıkı sardım bedenini. Belki de asla birlikte olamayacaktık ama Bang Chan'ı sevmek çok güzeldi.
---------

Bang Chan'dan

Birbirine tutunmuş bedenlerimizi ayırıp ayağa kalktım. Tam gözlerinin içine baktım Seungmin'in, o sıcacık bakışların ortasında kendimi gördüğüm için bunu yapmayı çok seviyordum. "Teşekkür ederim" diyerek gülümsedim.

"Buna gerek yok, her zaman yanında olduğumu unutma yeter." Tek ihtiyacım olan şey onun ince sözleriydi sanki.

Omuzlarından tutup yavaşça arkasına ittirdim ve yatağa oturmasını sağladım. Meraklı gözlerini üzerimde hissederken onu bırakıp bir çekmeceden iki tane parfüm şişesi çıkardım. Tekrar yanına geldiğimde elimdekileri göstererek konuştum. "Kanının kokusunu gizlemek için bunu sıkman gerekiyor, ve bu da benim parfümüm. Artı bir önlem gibi düşün."
Onaylayan mırıltılar çıkardığında sağ elimdeki buz mavisi şişedekini sıktım önce, sonra da sol elimdeki kendi parfümümü.

Tişörtünün yakasını kaldırıp kokladı, "gerçekten çok güzel kokuyor"

"Biliyorum" elinden tutup ayağa kaldırdım, beraber odadaki boydan aynanın önünde durduk. Kaşları hayretle havalandı. "Geçiş kapısı bu mu yoksa?"
"Evet" vücudunu kendime yasladım. "Şimdi bana sıkıca sarıl ve gözlerini kapat."
Dediğimi yaptığında bakışlarımı aynaya odakladım, gözlerim maviye dönerken yansımam silindi, yerini karanlığa bıraktı. Seungmin'in sırtına doladığım kollarımı sıklaştırıp ileri doğru bir kaç adım attım, kendimi başka bir odada bulmam saniyeler sürmüştü sadece.

Seungmin'i kendimden uzaklaştırırken hâlâ sıkıca kapattığı gözlerine endişeyle baktım. "İyi misin? Canın yandı mı?"

Sağ elini şakağına götürüp orayı ovalarken yanıtladı beni. "Başım dönüyor"

Bacakları bir anda tüm gücünü kaybetmiş gibiydi. Geriye doğru sendeleyip düşecekken buna izin vermeyip kollarındaki tutuşumu sıklaştırdım. Onu odadaki siyah koltuğa oturtup, köşedeki sehpanın üzerinde duran suya uzandım. Vampir olduğum için su içme gibi bir gereksinimim yoktu bu yüzden normalde odamda bulundurmazdım ama bir gün Seungmin'in dünyamı görmek isteyeceğini düşünerek böyle küçük bir önlem almıştım önceden.

Şişeden bir kaç yudum içip bana geri verdi, kapağını kapatıp tekrar eski yerine koydum.
"Şimdi biraz daha iyi misin?"

Başını sallayarak onayladı beni. Gözleri çevresini tararken "burası senin odan mı?" diye sordu kısık bir sesle.

You Are || ChanMinDär berättelser lever. Upptäck nu