11.BÖLÜM

4.4K 586 292
                                    

Önceki Bölüm Hatırlatması;
Siyah saçlı olan genci süzdükten sonra konuşmaya başladı. "Adım Yang Jeongin" kısa bir duraklamadan sonra "eğer her iyiliğinizde bir karşılık bekliyorsanız hiç iyilik yapmasanız daha iyi olur."

Hyunjin şaşkınlıkla gence bakmış, ne diyeceğini bilememişti. Öte yandan kırmızı saçlı olan da bir o kadar şaşırmıştı, arkadaşının böyle bir şey diyeceğini beklemiyordu.

Jeongin Hyunjin'i orada bırakarak yürümeye devam etti.
——————————-

2 Gün Sonra
   "Ondan sonra çocuk arkasını döndü, Hyunjin'i orada bırakıp gitti." Anlattıklarından sonra büyük bir kahkaha bıraktı Changbin.
Hyunjin somurtarak onları dinliyor, Chan da gülerek "Hwang Hyunjin daha konuşmaya başlamadan red mi edildi yani?" diyordu.

Jisung da onlara katıldı. "Hyung sen asıl çocuğu ilk gördüğündeki yüz ifadesini görmeliydin. Çok komikti"

"Ya! Sizin başka işiniz yok mu?" Hyunjin en sonunda dayanamayıp bağırmış ve Chan onu daha fazla kızdırmamak için konuyu değiştirmişti. "Seungmin sizinle tanışmak istediğini söylemişti. Ne dersiniz?"

"Chan hyungun böylesine tutulduğu çocuğu merak ediyordum zaten, bana uyar."

"Bir gün grupça bir buluşma yapabiliriz."

Changbin ve Hyunjin'in onaylayan cümlelerine karşılık Chan kafasını sallayıp "Seungmin'e söylerim, buluşmak için bir gün ayarlarız. Belki onun arkadaşları da gelir" demişti.

"Minho da olur mu acaba..?" Jisung daha çok kendi kendine konuşur gibi sormuştu bunu. Kızıl saçlı olanın yüzü gözünün önüne gelmiş, kendine engel olamayarak ne kadar yakışıklı olduğunu düşünmüştü.

"Bilmem, belki gelir" Chan'ın sesiyle düşüncelerinden ayrıldı.
"Ah, tamam"

Changbin "Birini daha kaybettik" dediğinde Hyunjin hemen yanında oturduğu için ona vurmuştu "Senin kırmızı saçlı olana nasıl baktığını görmedik sanma"

Changbin ve Hyunjin yeni bir tartışmaya daha başlamak üzereydi ancak onları ayıran yine liderleri Chan oldu. "Buluşmayı bugün yapacağız, Seungmin de arkadaşları ile gelecekmiş." Bakışlarını Jisung'a çevirdi. "Minho'da onlarla beraber"

Bir kaç saat sonra Chan salonu toplamış, diğerlerine zorla ufak bir temizlik yaptırmış ve atıştırmalık bir şeyler hazırlayıp salondaki koltuklardan birine atmıştı kendini. Buluşma için onun evini seçmişlerdi. Seungmin buraya daha önce de gelmiş olsa da heyecanına ve hafif gerginliğine engel olamıyordu.
Jisung'un da ondan bir farkı olduğu söylenemezdi. Minho numarasını aldığından beri mesajlaşıyorlardı ve şaşırılacak şekilde aralarında hiç tartışma geçmemişti. Küçük olan arada biraz yılışık davranmıştı sadece, Jisung ona kızsada hoşuna gitmemiş değildi. Birazdan Minho'yu görecek olması heyecan ve yüzünde bir gülümseme oluşturuyordu.

Nihayet zil çaldığında ilk hareketlenen Chan oldu. Jisung da misafirlerini karşılamak daha doğrusu Minho'yu görmek için onun arkasından ilerliyordu.
Bang Chan hızlı adımlarla koridoru aştı ve kapıyı açtı. Seungmin'i görmesiyle yüzünde oluşan gülümseme küçüğünün ilk adımı atıp ona sarılmasıyla daha da genişlemişti. Tek kolunu beline dolayıp diğer eliyle saçlarını okşadı. "Hoş geldin"

Seungmin gülümseyerek Bang Chan'ın yüzüne baktı. "Hoş buldum"

Arkalarından bir öksürük sesi yükseldiğinde birbirinden ayrıldılar. Min gözlerini devirmeden edemedi, abisi sürekli onları bozmak zorunda mıydı?

You Are || ChanMinWo Geschichten leben. Entdecke jetzt