Saçımdan akıp giden köpükler yüzünden gözlerimi kapatmıştım.
Saçımı yıkadığında gözlerimi araladım ve elinden tutarak Arda'yı da suyun altına çektim. "Üşüyeceksin."
Elleri belimi bulduğunda "Üşümem," diye fısıldadı. "Bedenim, bedenini hissettiğinde...
Tam sekiz gün olmuştu Arda gideli. Beni öyle şaşırmış bir şekilde kapının önünde bırakıp gitmişti.
Sadece birkaç mesaj dışında konuşmamıştık. O mesajlarda da indiği zaman, işinin bitmiş olduğu ama başka bir iş yüzünden birkaç gün daha kalmak zorunda olduğunu söylemişti.
Telefonla konuşmamıştık. Ne kadar merak etsemde ne o aramıştı ne de ben.
Sekiz gün boyunca bir günümü Aras'la geçirmiş diğer günlerimi ise ev-okul arasında geçirmiştim.
Bugünde okula gidecektim. Yataktan her ne kadar kalkmak istemesemde iki saat sonra dersim vardı.
Yataktan zorlukla kalktığımda yatağımı düzelttim ve ihtiyaçlarımı halletmek için banyoya yöneldim.
Banyodan çıktığımda oda havalansın diye camı açtım. Hava güzeldi.
Dolabımın karşısına geçip ne giyeceğimi düşünmeye başladım.
Siyah, askılı crop topu ve kot şortu elime aldım. Siyah bir kemerlede kombin tamamdı. Siyah, spor ayakkabılarımıda ayağıma giydiğimde hazırdım.
Elime düz, ince bir bileklik ve boynumada ince bir kolye takmıştım.
Yüzümede toprak tonlarında ama doğal göz makyajı yaptım ve parlatıcı sürdüm.
Elime sırt çantamıda alarak odadan çıktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sabah kahvaltı yapmayı sevmediğimden ve evdede tek ben olduğumdan pek iş olmuyordu bu yüzden Melike ablaya gelmemesini her ne kadar söylesemde kabul etmediğinden gündüz birkaç saat gelip gidiyordu.
Evden çıktığımda Ali'nin bakışları beni buldu. "Günaydın yenge," dedi.
"Günaydın Ali," dedim gülümseyerek. Arabayı gösterdiğinde ön koltuğa yerleştim. O da sürücü koltuğuna geçtiğinde yola çıktık.
Ali'nin işi olduğu için beni başka iki adam bekleyecekti. Aslında her ne kadar gerek olmadığını söylesemde Arda'nın izni olmadan beni yalnız bırakamayacağını söylemişti. Arda'nında izin vermeyeceğini bildiğimden daha fazla uzatmamıştım.
Yarım saatlik yolculuğun sonrasında "Görüşürüz Ali," diyerek arabadan indim.
Amfiye ilerlerken kolumdan tutulmamla duraksadım. Arkamı döndüğümde Ömer'i görmemle göz devirmemek için kendimi zor tutmuştum.
Sorarca ona bakarken konuştu. "Konuşalım mı biraz?"
"Hayır."
Net cevabıma şaşırsada kolay kolay vazgeçeceğe benzemiyordu. "Asya lütfen. Sadece beş dakika."
