36.Bölüm: Gerçekler

3.7K 334 276
                                    

Bir haftada iki bölüm atmış oluyorum o yüzden sizden bol bol yorum ve oy bekliyorum.

🕊

Kendimden geçmiş bir şekilde ağlarken aynı zamanda da yeri geliyor saçlarımı çekiştiriyordum.

Oğlum yoktu!

Ali sürekli bana sesleniyor ama duymuyordum dediklerini.

Ne ara Melike ablayı hastaneye götürmek için evden çıkardıklarını bile görmemiştim.

"Asya!" diyerek vücudumu biri sarsıyordu ama kimdi bilmiyordum. "Kendine gel sevgilim." diyerek kollarını bana sarmasıyla Arda'nın kokusu ciğerlerime doldu.

"Oğlumuz yok!" dedim hıçkırıklarımın arasından.

"Bulacağım," dedi. "Oğlumuzu bulacağım ve buna kim cesaret ettiyse yanına bırakmayacağım!"

"Arda, o bensiz duramaz ki.. Ağlar.. Hem biberonda sevmiyor nasıl doyuracaklar karnını?!"

"Şş," dedi. "Topla kendini. Getireceğim oğlumuzu sana."

Ondan hafifçe ayrılarak elimdeki kağıdı uzattım ona.

Önce elimdeki buruşmuş kağıdı açtı. Gözleri yazılarda her dolanışında gözlerinin karardığını gördüm. "Ne demek bu!"

Kükremesiyle sıçrarken tek elini bana sararak kendine yasladı beni. "Korkma. Söz veriyorum sana bunu bize yaşatanları doğduğuna pişman edeceğim!"

Yerden kalkarken beni de kucağına aldığında başımı göğsüne iyice gömdüm.

Kapıda yeni gördüğüm abim ve Deniz hem sinirle hem de perişanlıkla bize bakıyordu.

"Deniz," dedi Arda. "Babama haber ver hemen buraya gelsin."

"Ali," dedi ve merdivenleri çıkmadan önce. "Kamera kayıtlarını izlemeye başlayın."

"Babama haber vereyim," diyen abimin sesini duydum. "Çevresi geniş. Yardımı olacaktır."

"Olur," dedi Arda. Sonra ise bana baktı. Gözümden akan yaşlar durmazken eğilip gözlerimin üstünü öptü.

Odaya girdiğimizde beni yatağa oturttu. Elindeki kağıdı pantolonun cebine koyduktan sonra ceketini yırtar gibi çıkartıp odanın köşesine fırlattı.

Giyinme odasına girdiğinde elinde bir iki parça kıyafetle çıktı. Yanıma yerleşerek yüzümü tutarak kendine çevirdi. Ben ise sadece yaptıklarını izliyordum.

"Şimdi üstünü değişeceğiz tamam mı?" dedi. "Kendini bırakma bu kadar. Şu an bütün adamlarımız İstanbul'u didik didik arıyorlar ve oğlumuzu bulacaklar.

"Ama kimin yaptığını bilmiyoruz ki," dedim ve tekrardan ağlamaya başladım.

"Şşt," dedi. "Onu da bulacağım ama önce senin kendini bırakmadığına inandırman lazım beni."

Önüme geçerek elbisemi çıkarttı üstümden ardından getirdiği crobu ve taytı giydirdi bana.

Tekrar giyinme odasına gidip geldiğinde elinde makyaj temizleme suyum ve pamuğum vardı. Makyajımın yüzüme dağıldığına emindim. O ise hiçbir şey demeden yüzümü temizledi.

DÖNÜM NOKTASI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin