Saçımdan akıp giden köpükler yüzünden gözlerimi kapatmıştım.
Saçımı yıkadığında gözlerimi araladım ve elinden tutarak Arda'yı da suyun altına çektim. "Üşüyeceksin."
Elleri belimi bulduğunda "Üşümem," diye fısıldadı. "Bedenim, bedenini hissettiğinde...
Bu yaptığından asla sıkılmazken ara arada bebeğimize bir şeyler fısıldıyordu.
"Arda?" dedim kıskançlıkla.
Bakışları beni bulmuştu hemen. "Sevgilim?"
"Benim pabuçum dama atılmış gibi hissediyorum şu an."
Oturduğun yerden kalkmadan önce bornozumu düzeltti ve kuşağını bağladı. Ardından beni kucağına aldı ve benim yerime yatağa oturdu.
"Senin yerin ayrı, onun yeri ayrı güzelim. Asla da pabucun dama atılmaz sevgilim."
Başımı boynuna gömdüm ve boynundan öptüm onu. Boynunda duran başımdan dolayı çıkan boğuk sesimi umursamadan konuştum. "Çok küçücük biliyor musun? Daha üç haftalıkmış."
Kollarını daha da sıkı sardı bana. "Sanki şu an bir rüyadayım. Ama rüya olmayacak kadar güzel bir an."
Cevap vermeyip boynuna ufak bir buse kondurdum. "Hadi," dedi ve benimle birlikte oturduğu yataktan kalktı. "Üstünü giyin, üşümeyin."
Giyinme odasına girdiğimizde Arda, beni yere bıraktı.
Önce iç çamaşırlarımı giyindim. Ardından üstüne beyaz bir crop altıma ise lila rengi eşofman giydim.
Ben giyinirken Arda duşa girmek için banyoya gitmişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ayağıma beyaz patik çoraplarımı giydim. Makyaj masama oturarak yüzümdeki makyajı sildim ve yüzümü yıkamak için banyoya ilerledim.
Banyoya girdiğimde Arda henüz çıkmamıştı. Daha da suyun altındaydı. Hızlıca yüzümü yıkadım ve kurulayıp banyodan çıktım.
Merdivenleri inerek mutfağa girdiğimde ne yiyebileceğimi düşünerek dolabı açtım ama canımın bir şey çekmemesiyle geri kapattım.
Patates yemeye karar vererekten birkaç tane patates aldım ve hızlıca soyma işlemlerine başladım.
İnce ince doğradığım patatesleri kızgın yağın içine bıraktım.
Ardından dolaptan birkaç parça tavuk aldım ve ince ince doğrayarak tavaya attım.
