10. Bölüm: "Plan"

60.1K 3.5K 2.4K
                                    

Eminem; Lose Yourself

🕯️

Kalbim olduğu yeri terk etmek istiyor gibi göğüs kafesime hızlı ve sert vuruyordu.

Kalbimin böyle bir tepki vermesinin nedeni ise beni masayla arasına sıkıştırmış mavi gözlü adamdı.

Ani yakınlığı beni dumura uğratmıştı. Rüzgârda savrulan bir sonbahar yaprağı gibi titriyordum. Gözlerimi, gözlerinin efsunlu bakışlarından çekemiyordum. Yakınlığı bedenimin tuhaf tepkiler vermesine yol açmıştı. Kendimi toparlamaya çalışarak derin bir nefes alıp vermeye çalıştım ama burnumdan içeriye çektiğim hava da onun kokusu vardı ve bu beni sersemletmişti.

Burnumdan içeriye çektiğim nefesi dudaklarımın arasından titrek bir şekilde verdim. Ne yapacağımı bilemeyerek ellerimi mavi mahkum tişörtünün üstünden kaslı göğsüne koydum. Niyetim onu itip kendimden uzaklaştırmaktı ama değil Talhayı kendimden uzaklaştırmak, ona temas eden ellerim saniyesinde uyuşmuştu.

Gözlerim dudaklarıma bakan mavi harelerindeyken, "n-ne yapıyorsun?" Diye sordum titrek bir sesle.

Bu aptal adam neden bana bu kadar yakındı ki? Biraz uzaklaşsa olmaz mıydı? Bence çok iyi olurdu. Hele ki şuan olduğu yerde çıldıran kalbim için, bu çok iyi olurdu.

Talha sertçe yutkundu ve bir ton koyulaşan mavi gözlerini dudaklarımdan ayırarak, irice açıp ona baktığım gözlerime dikti. O an, onunda suratında benim gibi afallayan bir ifade oluştu ve kısa sürede kendini toparladı. Geriye doğru bir adım atıp benden uzaklaştığın da rahat bir nefes alabilmiştim sonunda. Boşta kalan ellerimi destek almak istercesine arkamda duran masaya koyduğum da, Talhaya baktım.

Dudaklarında serseri bir gülümseme oluşurken, inci gibi beyaz dişleri gözler önüne serildi. "Sadece çalan telefonu alacaktım doktor." Elinde tuttuğu telefonumu kaldırıp bana gösterdiğinde duraksadım. Telefon sessizdeydi ama ekranda 'Muhammed' arıyor yazıyordu.

Niye bilmiyorum ama o an aşırı sinirlendim ve bu sinirimi yüz ifademe yansıtmaktan çekinmedim. Kendimi toparladım ve bir elimin işaret parmağını ona doğru kaldırarak adeta tısladım. "Bana bir daha o kadar yaklaşırsan seni mahvederim!"

Yüzünde ki serseri gülüş silinmedi hatta dudaklarında ki gülüş biraz daha büyüdü ve bu mavi gözlerinin hafifçe kısılmasına neden oldu. Kısaca ona doğrulttuğum işaret parmağıma baktı, ardından tekrar gözlerini gözlerime çevirdi. "Bir aslanı patini sallayarak korkutacağını mı sanıyorsun sen..." uzun boyunu benim kısa boyumla eşitlemek için eğildi ve gözlerimin için baka baka sırıtarak, "... kedicik." Diye fısıldadı alayla.

"Sana kimin kedicik, kimin aslan olduğunu gösterirdim de dua et zamanımız kısıtlı!"

"Her gece yatmadan önce Allah'a bunun için dua edeceğim." Alay dolu ifadesine karşın dümdüz bir ifade ile ona baktım.

Cidden gıcıgın tekiydi.

Talha en sonunda duramdan çalan telefonu yanıtlayarak kulağına götürdüğünde, bende revirin kapısına gitmiştim. Kapı boyadan boya tahtadaydı, ama üst kısmında ufak camdan bir bölme vardı. Bu bölmeden baktığınız zaman içeriyide dışarıyıda görebilirdiniz. Bende tam olarak şu an o küçük bölmeden koridoru kontrol ediyor, gözcülük yapıyordum.

MAHKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin