Şans

786 84 46
                                    

Benim evimi geçmiştik ama umrumda olmamıştı. Aynı sessizlikle dışarıyı seyretmeye devam ettim. Derek'in evine vardık. Kapıyı açıp geçmem için tuttu. Teşekkür etmemek kabalıktı ama sessizliği bozmak istememiştim. Koltuğa oturup öylece biraz bakındım. Derek sonunda sessizliği bozdu.

Derek: Biraz uyu istersen.

-Sen uyu. Benim ödevlerimi bitirmem gerek.

Bir şey demedi. Bu konuyu düzgünce konuşmazsak bu soğukluk devam edecek gibiydi.

-Yarın ne olacak? Kavga çıkacak değil mi?

Derek: Hayır, sadece bir el maç.

-Ya kavga çıkarsa? Ya dönüşürsen?

Derek: Kendimi kontrol edebiliyorum. Dönüşsem bugün dönüşürdüm.

-Ya tek başına gelmezse?

Birkaç kişiyle gelirse Derek'i belki de öldüresiye dövebilirlerdi.

-Senin için endişeleniyorum.

Derek: Söz veriyorum bir şey olmayacak.

Yanıma gelip eğildi.

Derek: Şimdi bunları düşünme.

Banyoya gitti. Sanırım duşa girmişti. Aslında biraz uyku fena olmazdı. Gidip her zamanki yerden battaniye ve yastık aldım ve koltukta uyudum.
Sabah uyandığımda yine yataktaydım. Telefonuma saate baktım. Okula yarım saat falan vardı. Salona geçtim. Derek hala uyuyordu. Biraz daha uyanmazsa okula geç kalacaktık. Yanına gittim ve eğildim.

-Hey,uyanma vakti.

Uykulu bir sesle:

Derek: Beş dakika daha.

-Derek, hadi ama derste de uyuyacaksın zaten.

Derek: Bugün gitmesem?

-Pekala, sen bilirsin. Birileri uykuyu rekabetten daha çok seviyor sanırım.

Gözlerini açtı ve tamamen ayılmış gibi ayağa kalktı. Gülmeye başladım. Üstümüzü değiştirdik. Artık sürekli Derek'ten giyiniyordum. Arabaya binerken Derek yine o çiziği gördü. Onu görmesi bile sinirlenmesi için yeterliydi.

Sessizlikle arabayı sürmeye başladı. Okula vardık. Bugün fazla dersim yoktu. Son ders bedendi ama lakros oynamak istemiyordum ve derse girmeyecektim. Dersler bittikten sonra hemen sahaya koştum. Derek'i görüp yanına gittim. Brett de gelmişti. Derek arabanın anahtarlarını bana attı.

Derek: Eve git Stiles.

-İmkanı yok.

Derek: Stiles, bir kez olsun sözümü dinlesen?

-Peki.

Aslında kabul etmezdim ama zaten yeterince sinirliydi. Ben de üstüne gitmek istemedim. Gideceğimi sanıyorsa çok yanılıyordu. Maçın sonlarına doğru çıkar ve Derek gelmeden eve yetişirdim.

Karşı odanın camından eğilerek izlemeye başladım.

Brett: Korkup gelmeyeceğini sandım.

Derek: Korkması gereken ben değilim.

Derek bunları söylerken fazla sakin duruyordu.

Brett: On sayı atan alır.

Derek: Ahahaha, on sayı senin için biraz zor olmaz mı?

Brett: Maç sonunda göreceğiz.

Derek, Brett'in başlamasına izin verip topu ona attı. Brett topu sektirerek potaya ilerledi. Topu potaya attı ama Derek son anda atlayarak engelledi. Artık top Derek'teydi. Derek topu sektirirken Brett bir yandan topu almaya çalışıyordu. Derek ondan kolayca kurtulup bir sayı attı.

Brett: Şanslısın.

Derek: Ahahahah,şans mı?

Maç bitene kadar izledim. Derek sayısını 10'a tamamlamıştı ve Brett henüz 3 sayı atmıştı. Derek kenara geçip oturdu. Su şişesini açıp bir yudum aldıktan sonra;

Derek: Artık yenilgiyi kabuk edecek misin?

Brett: Hmmm. Biliyor musun Derek, ben kaybetmekten hiç hoşlanmam.

Yanlarına iki kişi geldi ve ikisi de Derek'i birer kolundan tuttu. Derek kıpırdayamıyordu. Brett konuşarak Derek'e yaklaştı.

Brett: ve kaybetmeme sebep olan bir sorun varsa, onu ortadan kaldırırım.

Derek, Brett bunu söylerken yüzüne yaklaştığı sırada Brett'e kafa attı. Brett, aldığı darbeyle sersemleyip geri çekildi.

Brett: Birileri hala şansını zorluyor.

Brett Derek'in yüzüne birkaç sert yumruk geçirdi.Bir şey yapmam gerekiyordu ama hiçbirine gücümün yetmeyeceğini biliyordum. Yardım çağıramazdım, okulda bizden başka kimse yoktu. Dikkat dağıtacak bir şey yapmalıydım. O sırada yangın alarmını gördüm. Koşarak düğmeye bastım. Bütün okulda siren sesi duyulmaya başlandı. Gizlice izlediğim kapıya geri koştum. Brett ve arkadaşları alarmı duyup okuldan çıktılar.

Brett: Yine şanslısın Derek. Bir daha yoluma çıkarsan neler olacağını tahmin bile edemezsin.

Derek bir şey demedi. Kendi kendine fısıltıyla bir şeyler tekrarlıyordu. Sanırım dönüşmemeye çalışıyordu. Bana kızacak olması umrumda bile değildi, koşarak yanına gittim.

-Derek!

Bana döndü. Pek şaşırmış gibi değildi.

Derek: Beni dinlemeyeceğini biliyordum.

-Bu-burada olduğumu biliyor muydun yani?

Derek: Kokunu alabiliyorum.

Haklıydı, bunu hesaba katmamıştım. Dudağındaki kana bakmak için çenesini tutup kafasını çevirdim. Yediği yumrukla kesilmiş olmalıydı. Burnu da biraz kanıyordu.

Derek: Şu an bütün karizmam yok oldu değil mi?

Güldü. Ben de gülerek cevap verdim.

-Böyle yarayla falan daha cool oldu sanki.

Derek: Hayır, senin önünde dayak yemekten bahsediyorum.

-O konuyu dert etme, istesen hepsini birbiriyle döverdin hiç şüphem yok.

Forever <STEREK>Where stories live. Discover now