Bir yılın ardından

530 58 35
                                    

Biraz sonra öğretmen, bize giyinmemiz için odaya kadar eşlik etti. Bir tür kurşun geçirmez yeleğe benziyordu ama üstünde büyük, beyaz yazılarla "FBI" yazıyordu. Aslında çok havalıydı ama bunun tadını çıkaramayacak kadar belanın içindeydim. Bir yandan hala onu nasıl kurtarabileceğimi düşünüyordum. Fbi'dan kaçmak imkansız bir seçenek gibiydi. Gerçek katili bulursam Derek'in suçsuz olduğu ispatlanırdı ama bunu o tutuklanmadan önce yapmalıydım. Gider gitmez onu tutuklayacaklarına göre bunu yapacak pek vaktim olmayacaktı.

Üstümüzü giyindikten sonra bizi bir arabaya bindirdiler ve yola çıktık. Yol boyu ne yapacağımı düşündüm. Yaklaşık iki saattir yoldaydık. Nerede olduğumuzu bilmiyordum ama Beacon Hills'ten baya uzaklaşmıştık. Bir süre sonra durduk. Herkese arabadan inme komutu verildi. Derste öğrendiğimiz gibi tam bir görev havası vardı. El hareketleri ve tek kelimelik komutlarla hareket ediyorduk. Büyük, kasvetli bir fabrika benzeri yerde durduk. Öğrenciler olarak iki gruba ayrıldık ve fabrika girişine geldik. Derek'i içeride göremiyordum ama birlerinin geldiğini duyduğuna emindim. Oradaydı, hissediyordum. İçeri girecek ajanların elindeki silahlar beni pek hoşnut etmiyordu. Derek sonunda tutuklanacak bile olsa, umarım o silahları kullanmaya gerek kalmaz.

İçeri girecekleri için birbirlerine komut verdiler. Bize, henüz o yakalanmadan içeri giremeyeceğimizi söylediler. Herkes büyük bir sessizlik içindeydi, ta ki içeriden bir ses gelene kadar.

Derek: Saklanmanıza gerek yok, teslim oluyorum.

TAMAM HALA BİR PLANIM YOKTU AMA TUTUKLANMASI, İLERİDE BULACAĞIM PLANI DA BOZACAK BİR OLAYDI.

Tim içeri girdi. Biz de peşlerinden girdik. Derek'in elleri havadaydı ve tamamen teslim olmuş bir pozisyondaydı. Onu bir yıldır ilk kez görüyordum, hem heyecanlanmıştım hem korkuyordum. Onu görmenin sevincini bile yaşayamamıştım. Derek de beni görünce gözleri büyüdü. Beni gördüğüne şaşırmıştı, onun da pek "iyi anlamda" şaşırdığı söylenemezdi. İçinde olduğumuz durumu düşünürsek haklıydı. Ajanlar hala tam güvenlik için ona yavaşça yaklaşıyordu. Bir tuzak veya bir tür tehlike olmasına karşın görevler bu şekilde yapılırdı. Bir şey yapmam gerekiyordu. Stiles, tam şu anda bir şey yapman gerek!

Çok sessizce fısıldadım:
-Derek, beni rehin almalısın.

Daha da şaşırmış görünüyordu. Ona doğru koştum. Derek seri hamlelerle beni bileklerimden tutup yüzümü karşıya çevirdi ve belinden bir silah çıkarıp başıma doğrulttu. Ajanlar birer adım geri çekildi. Evet, koskoca bir yılın sonunda daha iyi bir karşılaşma beklemiştim.

Ajanlardan biri: Derek, derhal çocuğu bırak.

Derek: Asla.

Ajan: Ona zarar verecek olursan ölürsün.

Derek: Zaten uzun zamandır ölü bir adamım.

Silahı çekmeden beni fabrikanın arkamızda kalan çıkışına doğru geri geri adımlarla götürdü. Derek'in arabası oradaydı. Beni arabaya bindirip sürmeye başladı. Birkaç dakika hiç konuşmadık. Sessizliği ben bozmak istedim.

-Bir silahın mı var??

Arabayı durdurdu. Elini yanağıma koyup beni öptü. Biraz sonra dudaklarımız ayrıldığında söze başladı.

Derek: Senin kafana dolu bir silah tutacağımı düşünmedin değil mi?

Silahı eline alıp şarjörü çıkarttı, şarjör boştu.

Derek: Seni, gerçekleşmesi elimde olan bir tehlikeye bile atmam.

Gülümsedim. Birazdan soracağım soru için gülümsememin solması çok uzun sürmedi.

-Neredeydin? Bir kere bile dönmeyi düşünmedin mi?

Derek: Her bir gün o fikri kafamdan atmaya çalıştım.

-O fikri kafandan atmak yerine bir kez olsun uygulasaydın.

Derek: Gelip seni tekrar mı tehlikeye atsaydım?

-O ZAMAN GİTMESEYDİN. DAHA BİR ÖNCEKİ GÜN BANA BENİ ASLA BIRAKMAYACAĞINI SÖYLEDİN. BİR GÜN SONRA ELİMDE BİR NOTLA BİR APTAL GİBİ KALDIM.

Derek: Eğer Beacon Hills'ten gitmeseydim senden bir gün bile ayrı kalmaya dayanamazdım.

-SEN DE GİDİP BİR DAHA DÖNMEMEYE Mİ KARAR VERDİN? BU DAHA İYİ BİR FİKİRMİŞ EVET.

Öfkem göz yaşlarına dönüştü.

-Derek, ben ayrı kaldığımız her bir gün seni bulmanın hayalini kurdum, seni bulmanın bir yolunu aradım. Her bir saniye aklımda olan tek şey sendin. Sonunda seni buldum ve sen bir kez olsun beni aramayı, bana ulaşmayı denemedin.

Derek: Başım bu belaya girmeden önce defalarca kez Beacon Hills'e döndüm. Seni uzaktan izledim ama her gün seni bırakıp tekrar bu iğrenç yere gelmek ne kadar zordu biliyor musun? Seni görüp, uzaktan izleyip tek kelime edememek...

Konuyu değiştirmek istedim. Yeteri kadar tartışmıştık. Onu henüz yeni bulmuşken tartışarak bu anı daha fazla mahvetmek istemedim. Komik olmaya çalıştım.

-Derek, sadece bir yıl görüşmedik ve seri katil şüphelisi mi oldun?

Derek: Sadece bir yıl görüşmedik ve fbi mı oldun?

-Seni bulabilmek için, tabi pek bu şekilde hayal etmemiştim ama. Ee anlatacak mısın?

Derek: Çok uzun hikaye, sonra anlatırım. Şimdi bilmen gereken tek şey suçsuz olduğum.

Ona inanıyordum, çünkü o bana asla yalan söylemezdi. Uzanıp sarıldım. Kokusunu içime çektim.

Fısıldayarak:
Derek: Seni çok özledim.

Forever <STEREK>Where stories live. Discover now