K I R K Ü Ç

84.6K 2.6K 1K
                                    


Kapağı medyadaki ile değişmeyi düşündüm ne dersiniz?

Keyifli okumalar gece kuşları 💫

Kına tüm hızıyla devam ederken sağa sola koşturmaktan ayaklarımı hissetmez olmuştum. Ara sıra oynuyor, çoğunlukla gidenleri geçiriyordum. Cemiyet sahibi olmak gerçekten çok zordu. Fırat'la bir daha yan yana gelmemenin rahatlığını yaşarken gözümü de üstünden ayıramıyordum. Neyse ki sadece Muğla'dan gelen arkadaşlarıyla ilgileniyordu. Maral'ı tembihlemiş gibiydi, yanımıza yaklaşmıyordu ama o ateş püsküren bakışlarını üzerimden de çekmiyordu.

Eğlence artık derenin kenarında devam edecekti, gece saat on ikiyi gösterirken gençler hariç tüm misafirler dağılmıştı. Elvan abla ve Gülay ablanın verdiği rahatlıkla bende katılacaktım. Misafirlerle ilgileneceklerini söyleyip beni azad etmişlerdi. Şimdi toplu bir şekilde köyün içinde yürüyorduk. Ne hayal ama? Senelerce ipekle bu anın hayalini kurarken şimdi onunki gerçek oluyordu. Benim ki gerçekleşmemek üzere tam altı ay önce bitip gitmişti.

'Çok yoruldum..' İpek sızlanarak abime sokulurken Fırat'ı izlemeyi bırakıp ona döndüm.

'E biz seni gelin diye aldık sen köçek çıktın..'

Gruptan bir kahkaha sesi çınlattı geceyi. Abimde istemsiz gülüp kolunu İpek'in boynuna sardı.

'Daha şimdiden görümcelik yapcak bana! Oynadımsa tek oynamadım ya..'

'İyi tamam, bende az değildim..'

Tekrar güldük hep beraber. Çoğunluk yolu yarılamıştı, biz geride kalmıştık. Fırat, Duygu, Sevgi ve Maral bir adım önümdeydi. İçim öfkeden kavrulsa da belli etmemeye çalışıyordum. Ama engel olamıyordum hislerime. Bir şey beni dürtüyordu. O dürtü git Fırat'ın elini tut diyordu. Kendimi Maral'a karşı kanıtlamayı deli gibi istiyordum. Bizi, aynı evde yaşayan iyi insandan fazlası olarak bilmesine ihtiyacım vardı. Nefes alış verişim hızlanırken kendimi bir kaç adımda Fırat'ın yanında, tek hamlede elimi elinde buldum. Soğuk elim sıcak elinde askıda kalırken parmaklarımı zorla parmaklarına geçirdim. Kalbim göğüs kafesimde atarcasına, oradan çıkmak istercesine bir haldeydi. Alacağım tepkidense ölümüne korkuyordum.

'Çok yoruldum.'

Dedim sıkılarak, Duygu hanım külahıma anlat dercesine güldü ve göz kırptı. Fırat'tan henüz bir tepki gelmemişken Maral en sondan sert sesiyle 'Fırat!' diye seslendi. Fırat ona dönüp bakmadı. Önce bana sonra elimize baktı. Sonra tekrar önüne baktı. Ben zafer kazandığımı düşünürken bir anda elimde ki eli çekildi. Elini omzuma koyup yüzüme bakmadan mırıldandı.

'Yemin ederim elini son bırakışım. O da bu gece mahvolmasın diye. Sana söz veriyorum yarın kimse umrumda olmayacak.. söz veriyorum..'

Son olarak elini omzundan da çekip beni öylece ortada bırakıp yürümeye devam etti. Benim boğazımda yutkunamayacağım bir yumru oluşmuştu. Umrumda mıydı yarın? Yarın zaten ben yoktum ki. İpek abimden ayrılıp yanıma geldi.

'Tatsızlık çıkmasın diye bırakmıştır. Yapma gözünü seveyim, onun için ne ağla ne üzül artık.'

Burnumdan nefes alırken başımı 'tamam' dercesine aşağı yukarı salladım ve yürümeye devam ettim. Fırat bana sabaha kadar hislerini  itiraf etse de yalandı. Maral ise, sandığımdan daha önemliydi onun için.

Bade | Ateş ParçasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin