Dün akşam müsait olamadım, şimdi buyurunuz, keyifli okumalar💫Bir haftadır ağzımı bıçak açmıyor deseler yeri vardı. Kimseyle konuşmak, şakalaşmak, gülüşmek gelmiyordu içimden. Fırat abiyle denk gelmiştim bir kaç kere, banyoda olanları hatırlar diye ondan da kaçmıştım. Hatırlamazdı yüksek ihtimal ama bakışları beni korkutuyordu. Hem utanıyor hem de korkuyordum. Kızlar etrafımda pervane olsa da fayda etmemişti. Hayat enerjim, o gece o evde kalmıştı sanki.
Fidan abla gelip gittiğinde yüzüne bakmamış, attığı laflara cevap vermemiştim. Uğramıyordum da bir haftadır evlerine. Dün kahvaltıya gelen Seymen'in masasına da oturmamıştım. Gerçekten kırılmıştım bu defa, yalandan gülecek halimde yoktu ilk defa.
Sağlık ocağında işim bitince eve dönüp üstümü değişip bahçeye çıktım. Dilekle İpek geldi yanıma, Seher'i beklemeye başladık. Dilekten de kaçmak istiyordum. Eğer Fırat abiyle olanları bir duysa çok yanlış anlardı. Fırat abi görmüyordu ki Dilek'i. Köyde takıldığı tek kişi Maral'dı. Dilek her gece Maral abla yüzünden ağlarken birde bana kesin küserdi.
Seher ise, Seymen'in kız kardeşi, Esma ve Sena'nın ablalarıydı. Benim çocukluğum, genç kızlığımdı. İpek ve Dilek'ten önce gelirdi, önce de gitmişti. Yedi ay önce evlenip ayrıldı köyden. Merkeze, Muğla'ya taşındı. Sık gelip gidemiyordu, geleceğini haber alınca da dört gözle beklerdim yolunu. Yedi aylık hamileydi, uzun kalmaya geldiğini öğrenince dünyalar benim olmuştu. Kafamı dağıtacaktım, beni anlayan tek kişi sonunda geliyordu.
Eşi çalıştığı için kayınpederi getirdi arabayla Seher'i. Evin önüne yanaştığını görünce koşup karşılamaya gittik. İçimdeki sevinci çıkarmıştı ortaya gelmesiyle. Kapıyı açıp indiğinde sıkıca kucakladım onu. Karnından kavuşmasak da uzun süre ayrılmadık. Kayınpederi iki tane bavul indirdi. Tek kelime etmeden çekip gitti. İpek'le Dilek'te hasret giderdiğinde bahçe kapısını açtım geçsin diye. Bavulun birini alıp taşıdım evin balkonuna kadar, Seher zile basıp kapının açılmasını bekledi çocuk gibi. Fidan abla açtı kapıyı, uzun süredir görmediği evladına ağlayarak sarıldı.
'Kuzum, annesinin kuzusu. Hoşgeldin yavrum.'
'Çok özledim annem.'
'Ağlama sakın, geldin işte. Çok şükür rabbime.'
Sema'yla Esma'da çıkıp hasret giderdi ablalarıyla. Dinlenmek için önce balkona oturdular. Ben dışarıdan mermere dayanıp dahil oldum konuşmaya. Daha fazla ezdirmeyecektim gururumu. İstenmeyen yerde durmayacaktım.
'Gelsene yanıma Bademim. Çok özledim seni.'
'Bizim kavuşmaca boğuntuya gelmesin. Bilare alacağım seni bizim eve.'
'Bu gece sendeyim o vakit.'
'Bendesin tabi kızım, ne sandın?'
Güldük kahkahalarla, beni izleyen Fidan ablaya dönüp bakmadım inatla. Üzerini değişip dinlenmek için içeri girdi, İpek'le Dilek'te Seher'in peşinden girince ben müsade istedim. Bahçe kapısını ardımdan kapatacağım sırada Fidan abla geldi yanıma.
'Kaç gündür uğramıyon, Seher'in gelişi bile getirmeyecekmi seni bizim eve.'
'İşim var Fidan abla. Sonra uğrarım nasipse.'
'Kırdım seni o gün dimi? İleri gittim.' dolu gözleriyle bakarken ne diyebilirdim ki. Alttan aldım, ben kıramazdım kimseyi.
'Anneler doğru der, alınsam da yok çare.' yapmacıkta olsa gülmeye çalıştım.
'Gelmeyecenmi artık Bade? Ondan haber ver?'
'Gelmesem daha münasip. Yarın öbür gün dünürcü gelcek, ağzınızın tadı kaçmasın.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bade | Ateş Parçası
General FictionHikaye, belirli bölümlerde yetişkin unsur ve küfür içerir! Yine de yaş sınırlaması en az 18'dir! Bu hikayenin gerçek hayatla hiç bir alakası yoktur! Benzetme ve ya alıntı yapılmamıştır! Tamamen kurgudur. 90lı yıllardan esen bir rüzgar Bade.. Aşırı...