B İ R

322K 4.8K 1.4K
                                    

Yazmaya başlanan tarih;
30 Eylül 2019

Yayımlama tarihi;
29 Mayıs 2021

Keyifli okumalar💭

Arabaya taş koysam
Bir yastığa baş koysam
Sevdiğim gelecek diye
Davetlimi boş koysam

Islak çamaşırların yük ettiği sepet belimi keserken, dilime dolanan türkü ile evin yolunu tutmuştum. İkindinin sıcağı yerini serine bırakırken, çamaşırlarla birlikte ıslanan üstüm yüzünden titriyordum. Ne tatlı esiyordu ama Nisan'ın ortaları. En sevdiğim havalardı. Gece dışarda otururken sinek olmazdı, kınalarda oynarken terlemezdik. Kim sevmezdi bahar aylarını? Biz mahalleli olarak, cemreler düştüğü gibi sokağa atmıştık kendimizi.

Gerçi şu an pekte eğlendiğim söylenemezdi. Kızlarla buluşup gülüşeceğim yerde annem çamaşıra göndermişti. Yok efendim hafta içi zaten bir işe yaramıyormuşum, vay efendim hafta sonuda yardım etmeyeceksem o evde niye yaşıyormuşum? Dünyaya gelişim bu hafta da sorgulanırken haftasonumun böylece yitip gidişinin ardından hayal kırıklığıyla soludum.

Lise bitince yüksek okul, babamın ve küçük abimin vefatıyla hayal olmuştu. Bir sene yetmişti toparlanıp kabullenmeme. Sadece üç kişi kaldığımıza alışmama bir sene yetmişti. Sonrasında üniversite için evden ayrılamadım. Babasız kız, dışarı göndermem demişti annem. Elimden geldiğince çevre sağlık ocaklarına yaptığım başvurular beni bekliyorlarmış gibi hemen cevap vermişti. Yakın olunca köyümde çalışmayı kabul edip başlamıştım görevime. Karnı ağrıyanda geliyordu, gözüne toz kaçanda. Araştırmalarımdan yola çıkıp, gebe takiplerini yaygınlaştırmaya çalışıyordum son iki senedir. Bir sürü gebem vardı izlemini yaptığım. İşimi seviyordum, vazgeçtim kızıp söylenmekten, onun yerine şarkının ikinci dörtlüğünü söylendim. Eve yaklaşmıştım zaten, olan olmuştu, çamaşırlar yıkanmıştı.

Ay doğar dolunmaz mı
Bana yar bulunmaz mı
Yar yoluna ölürsem
Cenazem kılınmaz mı

'Badeeee! Gel kız, herkes bizde çay içiyoz!'

'Annem orda mı?'

'Burda Bademim gel hadi, yorgunluk çayı içiver sıcak sıcak.'

Esma'nın davetini karşılıksız bırakmadım, bütün bu yorgunluğumu ancak sıcak bir çay alırdı. Sıkıca tuttuğum çamaşır sepetiyle girdim bahçeden içeri. Annem, ve saz arkadaşları yere serdikleri kilimde yuvarlak yapmış, çay içip çekirdek çitliyordu. Onların arkasından yetişen nesil, ben ve saz arkadaşlarım olarak, her zamanki grup bir aradaydık. Etrafa bakınıp bin bir emekle yıkadığım temiz çamaşırlar toz olmasın diye yüksek bir yer aradım. Çaprazda ki çardağa yürüyüp sedirin üstüne koydum, yanlarına geldiğimde yorgunca selam verdim hepsine.

'E bilseydim gitmezdim hiç çamaşıra.' hayıflandım ıslak terliklerimi çıkarmadan halının kenarına otururken. Annem gururla çayını yudumlayıp arkadaşlarına döndü.

'Ondan söylemedim ya, tembellik edip gitmezdin.'

'Aşkolsun anne! Bak herkesin kızı yanında, senin kızın derelerde çamaşırda.' çıkışımla annem gözlerini patlatıp baktı yüzüme. Korkutuyordu bu kadının tepkileri beni, git tekrar yıka dese gitmezdim sanki.

'Yaptığın banaysa öğrendiğin kendine.'

Omuz silktim aklıma gelen şeytani fikirle. Bayılıyordum Fidan ablaya takılmaya. Çocukluğumdu, ikinci annemdi, hayran olduğum adamın, kardeş bildiğim kızların annesiydi.

'Aman banane, Fidan abla düşünsün.'

'Sen bana çamaşır yıkayacağına kendi ipek donlarını bana yıkatırsın.' dedi Fidan abla, hep beraber kahkahayı koparıp inlettik sokağı. Yüzü gülmeyen bir annem vardı, biz gülerken de kolumun etini bir güzel sıktı. Uzağa kaçıp gülmeye devam ettim. Konuyu, yakınımda ki Emine teyze değiştirdi.

Bade | Ateş ParçasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin