K I R K B E Ş

103K 3K 1K
                                    


Kimler hala burada? O zaman burada olan kuşlarıma keyifli okumalar diliyorum💫

Bölümü önce Fırat'tan, sonra Bade'den okuyacağız❤️


Bir rüya olmalıydı.

Kafamda yankılanan sesler, bedenimin sarsılması, çıplak tenime değen kablolar.

Kalbimin atıp atmadığını hissetmiyordum. Nerede olduğumun farkında değildim. İnce bir rüzgar yalıyordu tenimi.. Çıplak mıydım? Ahhh, Bade'nin ince parmakları göğsümde gezseydi şimdi. Onun rüzgara inat ateş topunu andıran parmak uçları olsaydı üşümezdim. Niye sessizsin hatun? Isıt kocanı hadi.. parmakların tenimi dağlarken 'ben senin karınım' diye delirt beni.. Bade.. Duymuyor musun beni?

Bir hayal olmalıydı.

Bade'nin gidişi, söylediği sözler, beni arkasında bırakışı.

Ne elleri, ne parmakları, ne dudakları hiçbiri yoktu. Ambulansın içinde ne düşüneceğimi bilmeden, bilincimin kapalı olduğunu bilmeden oradan oraya savruluyordum. Canım acıyordu. Orada mısın ateş parçası? Beni duyuyor musun? Bade.. gitmedim de. Bade...

Sağ gözüme tutulan ışıkla uyandım bir anda. Derin uykum, kör edercesine sol gözüme tutulduğunda bölündü. Bir kabustan fırlamış gibi sıçradım yerimde. Anasını satayım rüya değildi yaşananlar. Bade gerçekten gitmişti. Ben gerçekten kaza yapmıştım. Yattığım yerde doğrulmaya çalıştım. Ağzımdan kuvvetli bir inleme firar etti, her yerim ağrıyordu. Ne halt olmuştu bana? Gözlerimi kırpıştırarak açarken yandan tanıdık ses doldu kulağıma. Boynumda boyunluk vardı, dönüp bakamıyordum.

'Amınakoyim senin! Gerdeğe girmeden mezara girecektim senin yüzünden.. ahhh! Allah korudu lan bizi! Yaşıyoruz lan..'

Son olarak karşıdan gelen kamyon ışığını ve kaza yapmamak için direksiyonu ağaçlığa kırdığımı hatırladım. Ağaçlar hızımı kesmiş olmalıydı. Yaşıyorduk ve kalkıp yürüyecek durumdaydım. Ambulans ekipleri bizi hastaneye getirmişti, tüm tetkikler ikimiz içinde yapılmıştı. Alnıma üç dikiş, burnuma tampon, koluma ve dizime sargı yapılmıştı. Boynumda boyunluk vardı, bu gece kalması gerekiyordu. Bilal'in de durumu iyiydi neyseki. Ayağı ve eli sargıdaydı. Kızaran elmacık kemiğine krem sürmüşlerdi. Taburcu olacağımızı zannederken ekip arabasıyla karakola götürüldük. Kimseye haber verilmemesini istediğimiz için işlemlerle kendimiz ilgileniyorduk. İfade vereceğimiz memurun önüne oturttular bizi. Utanmıştım halimden, bu duruma düşecek adam değildim.

'Nasıl oldu kaza?'

'Karşı şeritte ki aracın uzunları dikkatimi dağıttı. Hızlıydım... biraz alkollüydüm.'

Mahçup oldum memura karşı. On sekizlik yeni yetme değildim ki, alkollü trafiğe çıkmamın açıklanır hiçbir yanı yoktu. Utanarak  bakışlarımı kaçırırken Bilal yandan atıldı.

'Yavaş dedim sana!' Ona doğru dönmeye çalıştım ama boyunluktan göremeyince tekrar müdüre döndüm.

'Arabalara girmemek için, ağaçlığa girdim..'

Yanında ki yazıcı ne dersem yazıyordu. Bu geceyi burada geçirme ihtimali bile gerilmeme yetiyordu. Gitmem lazımdı. Bana dönmesi için ikna etmem gereken bir karım vardı.

'Nereye yetişiyordunuz gecenin bir vakti?'

'Eşlerimiz kaçtı da onları yakalamaya çalışıyorduk amirim.' Bilal tekrar atladı konuya. Bu kafadan darbe almıştı galiba. Çenesinin ayarı bozulmuştu.

'Hmm, kime kaçtılar? Fırıncıya mı, yufkacıya mı?'

'Yok amirim, doktorla kaçtılar..' Memurun gülerek sorduğu soruya birde cevap veriyordu. Buradan çıktığımızda ilk işim kafasına kafasına vurmak olacaktı. Bozuk televizyona vurulduğu gibi, belki frekansı yerine gelirdi.

Bade | Ateş ParçasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin