Bölüm önce Fırat'tan sonra Bade'den❤️Keyifli okumalar gece kuşları 💫
Güvendeydi.
Kollarımda huzur içinde uyuyordu.
Belki de sadece buydu istediği. Bu zırva bitene kadar güvende hissetmek.
Beni yanında istemesinin tek sebebi korkuyor oluşundandı. Başka bir anlam yüklemeye gerek yoktu. Tüm o lafları da yaşadığı duygu seli sayesinde söylemişti. Bana aşık olmasını gerektiren tek bir iyi yanım olmamıştı ona karşı. Benden haz ettiği için değil, evde yalnız kalmaktan korktuğu için düşmüştü yollara...
Sabaha kadar göz kırpmadım, düşünecek çok şeyim vardı. Ve kendimi kandırırken oldukça başarılıydım. Bir ara Duygu uğradığında sigara ve çakmak bırakmasının yeterli olacağını söylemiştim. Göğsümün ortasında uyurken Bade, ne uyku girmişti gözüme, ne de huzur yüreğime. Düşüncelerim acıtan cinstendi. Güzel bir an düşünüp gülecekken bile yüzümü buruşturan cinstendi.
Hani aşığım filan demişti ya, bende soluğu dışarda almıştım.
Hani kalbim senin demişti de, ben neredeyse duran kalbimle ortada kalmıştım.
İnanmadım...
Dili değil gözleri itiraf etmişti, mecburiyeti ve korkusu ile inkar ederken, inanmadım. Neden be ateş parçacı? Onu kurtarıp aldığım o dere kenarında saatlerce bunu sorguladım. Ondan kaçtığım her gecede yaptığım gibi. Durup dururken şimdi aşık olmanın zamanı mıydı? Nasıl olacaktı bu ayrılık? Daha ilk kaçışımda beni bulursa nasıl dayanacaktım?
Zehrin sakinleştirmesini beklemiştim sabaha kadar ama olmamıştı. İmkansız olduğumuzu düşündükçe, göğsümde huzurla uyumasını önemsemeyip burayı terketmek istiyordum. Daha dün Belgin'le olanlar. Daha dün kulağımda söyledikleri.
'O Bilal şerefsizi akraba olmayacak bize!'
'Belgin, Bilal sana hiçbir şey yapmadı! Onu sevmen onun suçu değildi ve bunu Bade'ye kötü davranarak ödetemezsin!'
'Gitti Seheri sevdi! Ona ne kadar yalvardım, istemedi!! Şimdi sende istemeyeceksin kardeşini! Geçmiş karşıma ben Fırat'ı seviyorum diyo bide!'
'Öyle mi dedi?'
'Umrumda değil ne dediği! Huzur vermem Fırat! Bade'ye bu evde huzur vermem!'
Bilal'de duymuştu bizi. Bade'yi hemen alıp götürür diye aklım gitmişti. Belgin'i sertçe uyarsam da, Bilal'le yaşananlar ve Maral'la olan arkadaşlığı Bade'ye olan öfkesini köreltecek gibi değildi.
Tüm imkansızlıklar bir araya geldiğinde arada uçurum oluşturmuştu. Belgin, Seymen, Maral... Olduramıyordum nereden baksam. Göğüs kafesimde saklamak isterken uçup gitsin ve bir daha gelmesin diyordum. Sonsuza kadar görmeme fikri kalbimi anlam veremediğim şekilde sıkıştırıyordu. Benden sonra bir hayat kurma düşüncesi, o hayatı başkasıyla yaşama düşüncesi nefesimi kesiyordu. Boğazım kurudu. Git derken, istemiyorum derken ne kadar da düşüncesizdim. İşte tüm gerçekler kollarımdaydı. Bade bana, onsuz bir hayat yaşamaya unutturmuştu. Ve ne bok yiyeceğimi bilmez halde ara sıra sıkıca sarılıp, ara sıra öperek güneşin doğuşunu izledim.
Sabahı sabah ettim çözemedim. Olmadı. Bir çıkış yolu bulamadım. Tek yaptığım bir fırt sigaradan çektiysem iki fırt saçlarından almıştım. Bu akşam Maral olmasaydı, kulağıma o sözleri söylediğinde kanıp kanmayacağımı düşündüm. Bensiz uyuyamazmış da, yalnız kalamazmış da bilmem neymiş. Daha annemleri bırakır bırakmaz onsuz uyuyamayacağımı farketmişken ardımdan gelip beni kalbimden vurmuştu. Sen benim aklıma zarar mısın hatun! Sen benim kalbime şifa mısın?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bade | Ateş Parçası
General FictionHikaye, belirli bölümlerde yetişkin unsur ve küfür içerir! Yine de yaş sınırlaması en az 18'dir! Bu hikayenin gerçek hayatla hiç bir alakası yoktur! Benzetme ve ya alıntı yapılmamıştır! Tamamen kurgudur. 90lı yıllardan esen bir rüzgar Bade.. Aşırı...