ÇOK ÖZEL BÖLÜM

68.8K 2.6K 326
                                    

100 bine özel ☁
Yukarıdaki şarkıyla okuyun bence ☁

100 bine özel ☁Yukarıdaki şarkıyla okuyun bence ☁

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

KERİM ÖZTÜRK

Benim hep çok keskin duvarlarım oldu. Dikenlerim oldu, gün geldi insanlara karşı acımasızca saplamaktan hiç geri durmadım. Mermer gibi bir sıfatım var. Ama asla görüntümün aksine taş gibi bir kalbim olmadı. En azından bir an'a kadar..

İnsan kimi seveceğini, gönlünün kime düşeceğini asla bilemezmiş. Bir an geldiğinde ondan sonra tüm hayatını bir çift göze bakarak geçirmek isteyeceği aklının ucundan bile geçmezmiş insanın. Ben çıkmaz sokak olarak adlandırdığım bu derde düştüğümde henüz yirmi dört yaşındaydım. Elim kolum bağlandığında, kalbime mühür vurulduğunda yirmi üçünde askerden yeni gelmiş gencecik toydum daha.

Zümrüt yeşili bir çift göz...

Askere gitmeden önce her gün en az bir kez gördüğüm, kız kardeşimle aynı liseye gittikleri için birlikte bizde sabahladıkları, bazen defterini kitabını bizde unuttuğunda kapıya gelip Kerim abi ben yine burada şunumu unutmuşum diyerek içeriye hışımla giren gencecik, ele avuca sığmayan bu kız..

Bu kız..

Nereden düşmüştü aklıma..

Üstelik beni her gördüğünde yüzünü buruşturup, olduğum ortamı terk eden, toplumda bir araya geldiğimizde benimle göz teması bile kurmaktan çekinen bir kızken, şimdi nasıl oluyordu da her bir hücrem onun adını haykırıyordu? Nasıl yapmıştı bunu?  Söyleyemedikleriyle mi, benimle konuşamadıklarıyla mı, her gördüğünde çevirdiği o zümrüt gözleriyle mi, yoksa o bakmaya kıyamadığım benim dışımda herkese, her şeye sakınmadığı minicik yüzüyle mi?

Bir avuç yüzünü benden her çevirdiğinde içimde kasırgalar başlıyordu benim, bundan haberi olsa yine de yapmaya devam eder miydi peki?

Henüz yirmi iki yaşında ama nasıl ayakları sağlam basıyor yere, nasıl titretiyor içimi.. Bir bakışıyla bana yaptıracaklarının listesini uzatsam ona, hepsini tek tek okur muydu acaba? Kerim abi bunların hepsini nasıl okuyayım derdi muhtemelen.

Bir de her bir araya geldiğimizde solumaya doyamadığım o kokusunu ne yapacaktık? Bir karış yanına her yaklaştığımda ciğerlerimin bayram ettiğinden hiç mi haberi olmayacaktı canına yandığımın.. Aynı ortamdayken gözlerim ondan başkasına bakmamakta ısrarcıydı hep.. Vakit kaybı değil de neydi ki.. O varken..

Asker birliğinde okuduğum bir kitabın sonunda onun yüzü resmen belirmişti yaprağın üzerinde. Açık kahverengi saçları, zümrütten daha güzel gözleri, nefes gibi bakışları.. Ben yapmadım ki hiçbir şey, geldi o oturdu oraya. O belirdi o yaprağın üzerinde. Beni dipsiz bir kuyuya attı acımasızca. Ben hâlâ o kuyunun için debelenip duruyorum. Soluklarım tükenmek üzere ama yüzünü bir kez göreceksin deseler yine saplanırım bu çukura.

BADEMLİ MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin