28. BÖLÜM

77.9K 2.8K 760
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

O malum olayın üzerinden yalnızca bir hafta geçmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

O malum olayın üzerinden yalnızca bir hafta geçmişti. Bu süre zarfında o kadar çok şeyle karşı karşıya kalmıştım ki, hâlâ nasıl ayakta duruyor oluşumu sorgulamadan alıkoyamıyordum kendimi.

Kerim'le girdiğim o yılbaşı gecesinin ertesi sabahı beni her ne kadar bırakmak istemese de, benim aslında kafamın tam anlamıyla yerinde olmadığını ve bana her şeyi anlatması gerektiğini biliyordu. Ona sevgilim deyişim, onu öpüşüm ve bir şeyleri başlatmış oluşum bile bir süre sonra hissettiğimiz diğer şeylerin önüne geçemedi. Bunların önünde öyle derin, öyle karanlık bir şey vardı ki konuşulması gereken ama biz o konuyu sürekli öteledik o gece. Ve ben hayatımda ilk kez biriyle uyudum. Yanımda birinin varlığıyla uyudum, daha doğrusu uyumaya çalıştım. O gece Kerim beni sabaha kadar sevdi, tıpkı bir bebek gibi. Sinesinden bir saniye ayırmadı. Bilincim ara sıra gidip geldiğinde ben gözlerimi o sıra hep araladığımda sürekli dudaklarından taşan mırıltıları duydum. Sana sonsuz şükürler olsun Allah'ım demişti. Kah saçlarımda gezinmişti dudakları, kah yüzümün tüm sınırlarında. Kalbim tüm dokunuşlarına bir zaman sonra tamamen alışmış, bilincim ise beni güzel deliksiz bir uykunun kollarına atıvermişti. Sabah uyandığımda ise direkt Kerim'i görmenin şaşkınlığını yaşasam da sonradan yaşadıklarım bir film şeridi gibi geçmişti gözümün önünden. İşte o sabah daha kahvaltı bile yapmadan olup biteni bir bir dökmüştü ortaya. Sanki bunu bilinçli de yapmamış gibiydi. Sabaha kadar cesaret toplamış, sonra da o cesaretle sabah ışıl gözlerini açar açmaz her şeyi bir bir söyleyeceğim diye öğütlemişti kendine. Sabah olur olmaz da dökülüvermişti işte.

"O gece Fatih'e bir ihbar geldi, o çevrede o pisliğin ailesine ait dağ evinin bulunduğuna dair. Haberi alır almaz düştük yola." Cümleleri net ve tane taneydi. Kendisine hakim oluyormuş gibi bir tavrı da vardı. Durmadı, devam etti. Kendisini gazladığı o kadar belliydi ki. Bir şeyleri hemen anlatayım bir şeyler hemen olsun ve bitsin dermiş gibiydi tavrı.

"Yolda o kadar çok dua ettim ki, ben hayatımda hiç o kadar çaresiz hissetmedim kendimi Işıl, " demişti ve sonra eklemişti. "beni o kadınla gördüğünde bile."
Derin bir nefes alışımı ve o nefesin ciğerlerime nasıl takıldığını hala hatırlıyordum.

BADEMLİ MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin