5.Bölüm: ''Yağmurdan Kaçıp Doluya Tutulmak''

18.9K 3.3K 5.2K
                                    

Keyifli okumalar. 🤜🏻

 🤜🏻

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


5.Bölüm: ''Yağmurdan Kaçıp Doluya Tutulmak''

Üzerimden teğet geçen bir vizenin ardından diğer vizenin tır gibi çarpmaması için çantamdan çıkardığım tuzlu krakerimi yemeye başladım. Tam karşı masada da Hayırsız Yekta ve sevimsiz manitası Buse oturuyordu.

Bacak bacak üzerine atarak krakerimi kemirdikten sonra Gülbade elindeki limonlu sodayı bana uzatıp yerine oturduktan sonra da elmalı sodasını yudumladı. Soda şişesini ağzından çekerken, ''Soğuk su mu içseydik?'' diye sordu. ''Ama bunu sonraki sınava saklıyorum çünkü üzerimizden geçecek.''

''Hallederiz bacım dert etme,'' diye gülümsedim soda şişesini kavrarken. ''Teşekkür ederim soda için.''

Buna takılmadı bile. Sodayı içtikten sonra derin bir soluk alıp verip masaya koydum. Kantin pek kalabalık değildi çünkü vize haftasıydı ve herkes arı kovanına girmiş gibi kütüphanelerde, sessiz köşelerde çalışıyordu. Ben evde çalışıyordum vallahi orada burada nasıl çalışıyorlardı hiç anlam veremiyordum. Zaten buna anlam vermeyeyim bir zahmet başka derdim mi yok sanki aman.

Gülbade önündeki notları karıştırırken gözlerim ister istemez Yekta ve Buse'nin masasına çarpıyordu fakat omurgamı kırmamış şükür ki her zaman diktim bu konuda. Buse keyifle bir şeyler anlatırken Yekta'nın yalnızca not kâğıtlarını karıştırarak yarım ağız gülümsediğini görüyordum. Muhabbet dönmüyorsa niye çıkıyorsunuz hiç anlamıyorum arkadaş? Neyse buna da anlam vermeye gerek yok.

''On gün veriyorum,'' dedi Gülbade bana bakmadan homurdandığında.

Yüzümü buruşturdum. ''Ne için?''

''Yekta ve Buse'nin sonu için.''

Sesimi alçalttım. ''Biraz sessiz ol. X ve Y diye hitap edelim şunlara bari.''

Gülerek gözlerini bana çevirdi. ''Hayırsız ve Meymenetsiz diyelim, nasıl olsa anlamazlar.''

''Kabul,'' dedim gülerek. ''Şimdi hiç X'e değer vermekle uğraşamam.''

İç geçirerek arkasına yasladı ve sodasını tekrar kavradı. ''Ah benim safım, onu zaten çoktan yaptın.''

''O kara gün,'' diyerek kıstım bakışlarımı. ''Her şey Hayırsız'ın bizim mahalleye bir de utanmadan karşı eve taşınmasıyla başladı.''

''Dur dur sonra anlat bu hikâyeyi,'' dedi hızla ve gülmemek için kendini susturdu. ''Bak gülmeye başlarım dikkat çekeriz sonra batarız ikimiz de.''

Gülerek saçlarımın önünü düzelttim ve üstteki ayağımı salladım. ''Merak etme artık onunla ilgili anlatacağım tek hikâye acı bir veda olacak.'' Gözlerimi puslu puslu kıstım. ''Gonca Gündüz ile aşk unutma büyüsü.''

''Senin onu unuttuğun gün,'' diyerek iç geçirdi. ''Neyse neyse...'' O sırada turuncu kafasıyla Cenk geldi ve sandalyesini çekip yanımıza oturdu. İkimiz de düz düz bakışlarımızı onun yüzünde topladığımızda tebessüm ederek elini masanın üzerine koydu. ''İnsan yemiyorum kızlar sakin olun.''

GÜNDÜZ GÜNCELERİWhere stories live. Discover now