12.Bölüm: ''Ufak Tefek Kalp Çarpıntıları"

15.3K 2.7K 3.1K
                                    

Keyifli okumalar 🤜🏻

Keyifli okumalar 🤜🏻

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.


12.Bölüm: "Ufak Tefek Kalp Çarpıntıları"

''İmdat!''

Merdiven başında durmuş aşağıdaki manzaraya bakıyordum. Mayıs son ses müziği açmış kamera karşısında adına dans dediği arizona kertenkelesinden hallice bir şeyler yapıyor, Gürbüz defter kağıtlarından yaptığı uçakları uçuruyor Bekir de salonun ortasında top sektiriyordu.

Koşarak ve hasta halimle aşağı indiğimde, ''Lan siz salak mısınız çocuk?!'' diye bağırdım hepsine. Önce gittim Mayıs'ın telefonunu alıp müziği kapattım sonra da Gürbüz'ün defterini elinden aldım. Bekir'in topuna uzanacağım sıra onu benden kaçırmak için topu uzağa attı ve bilin bakalım ne oldu?

Top yan vitrinin üzerinde duran çerçeveye çarptı ve her yer cam kırıklarıyla doldu.

''Aa!'' diye isyan ettim daha çok bağırdığımda. ''Allah'ım sabır ver! Ruh hastası mısınız lan siz? Bela mısınız oğlum benim başıma?''

''Sen gitsene kızım odana,'' dedi Bekir. ''Hasta hasta ne geziyorsun ortalıkta?''

''Ses sus rezil,'' diye tükürdüm suratına. ''Eşek kadar oldun ayı! Salonun ortasında top mu oynanır?''

''Düzgün konuş kız sümüklü!''

''Hele sen,'' diye döndüm Mayıs'a. ''Azıcık akıllı ol artık azıcık.''

Elimden telefonunu aldı. ''Ver şunu.''

Afakanlar bastığında elimi boğazıma götürdüm. ''Nerede Hale ablam, Ferdi abim nerede? Kaçıp gittiler mi yoksa? Üç çocukla beni ortada bırakıp gittiler mi lan?''

''Hale teyzem banyodaydı,'' dedi Gürbüz. ''Tuvalette Bekir dayım olunca ben de işemek için yukarı çıktım ama kapı kilitliydi.''

''Vah yavrum,'' diye büzdüm dudaklarımı Gürbüz'e. ''Kıyamam sana. Teyzeciğim ne gerek vardı ki lavaboya kadar zahmet etmene, şuradaki saksının dibine salıverseydin? Ahır olmuş zaten ev hiç yabancılık çekme yani.''

''Olur valla yaparım,'' dedi Gürbüz.

Kafasına bir tane vurdum.

Mutfaktan birtakım fokurdama sesleri yükseldiğinde ocağa bakıp, ''Ne oluyor?'' diye yükseldim. Ocağa baktığımda çayın kaynadığını ve etrafa su fışkırttığını gördüm. Derhal ocağın altını kapatıp çaydanlığı kaldırdım. ''Az daha su koysaydınız az olmuş bu. Ay bir yok olun artık!''

''Bak Gonca,'' diye girdi Bekir içeri. ''Annemler yok diye öyle başkanlık taslayamazsın bize.''

''Geri zekâlı çocuk,'' dedim musluğun altına giderek. ''Daha annemler gideli bir gün oldu, bir gün de evin içine ettiniz. Böyle olacağını bilseydim gitmelerini ister miydim ama salaklık bende? Bilmem gerekti.''

GÜNDÜZ GÜNCELERİWo Geschichten leben. Entdecke jetzt