16.Bölüm: ''Pencere Önü Hayaller"

12.8K 2.6K 2.3K
                                    

Keyifli okumalar. 🤜🏻

 🤜🏻

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

16.Bölüm: "Pencere Önü Hayaller"

Düşünsenize; âşık olduğunuz kişinin kalbindesiniz.

Sizden hoşlandığını söylüyor ve gözleriyle de bunu belli ediyor.

Hadi la oradan!

Böyle şeyler sadece kitaplarda ve dizilerde olur kardeşim, biz garibanlar olarak karşılıksız âşk yaşamaya gönül vermişiz.

Gonca saçmalama istersen canım, Yekta'nın sözlerine iki gram karşılık vermediğin gibi yol boyunca da sustun zaten çocuk kendini kötü hissediyor... Yani hissediyor olmalı çünkü o itirafından sonra herhangi bir şey söylememiştim.

Kızmayın sakın kendimce haklı sebeplerim vardı ama dünyanın en güzel gecesini yaşadığımı bilmenizi isterim çünkü Hayırsız Yekta bu gece Hayırlı Yekta'ya terfi ederek rütbe atladı, kalbimin başkomutanı...

Taksiden indikten sonra sessizce ellerimi montumun cebine koyarak Yekta'ya baktım. Birbirimize mesafeliydik. En son ne olduğunu sormayın çünkü hiçbir şey olmadı ama onu reddetmedim, reddetmediğim gibi ona en ufak bir karşılık da vermedim. Bazı şeyleri önce kendim sindirmeli ve ona göre bir adım atmalıydım.

Yekta gözlerime biraz utangaç eh biraz da çekimser bakarken, ''Bu gece için teşekkür ederim,'' diyebildi. Onu kırmak, üzmek istemiyordum ki onu da Azer Bülbül dinleyecek dereceye getirecek değildim, hadi ama! Sadece daha sağlam ilerlememiz için bunun olması gerekiyordu, bendeniz üçüncü filozofgillerden dördüncü Gonca konuşuyor.

''Rica ederim,'' dedim. ''Ben de teşekkür ederim güzel bir geceydi.''

''Öyleydi.''

''Evdeki Saat,'' diye iç geçirdim omuzlarımı kaldırıp indirirken. ''Çok sevdiğimden bayağı güzeldi.''

''Öyleydi.''

Hah! Takılı kaldı çocuk plak gibi... Aman neyse ağlayacak değil ya beklesin biraz, önce benim o anı hazmetmem lazım, ellerimi tuttu la gidip ellerimle bakışayım sonra sırıtayım ve tavana bakıp kuşların sıçtığı camıma güleyim... Hepsini bir anda yaşarsam yarına bir şey kalmaz diye korkuyorum... Mantığa bak mantığa, profesör ruhum yine iş başında.

Yekta konuşmamı bekliyordu ama daha çok beklerdi.

''Neyse,'' dedi konuşmayacağımı anladığında. ''Sana iyi geceler o zaman, daha fazla üşüme.''

''Sana da iyi geceler,'' diye karşılık verdikten sonra arkamı dönerek eve girdim. Annemler uyumuştu ve kimseye görünmeden odama çıkarak üzerimdeki montu çıkarır çıkarmaz kendimi sırt üstü yatağa attığım gibi sırıtarak elimi karnıma koydum ve gözlerimi kapatarak iç çektim. ''Ben de senden Yekta.''

GÜNDÜZ GÜNCELERİWhere stories live. Discover now