《3》

5.6K 548 232
                                    

Güneş yavaşça yukarı çıkarken koyu turunculuğu jimin'in yüzünü parlatıyordu.

Omega kalenin yakınlarında duran bir ağacın ön kısmına yaslanarak yere oturmuş sabaha kadar öylece akan dereyi izlemiş düşünmüştü.

Dün akşam geçirdiği ufak çaplı sinir krizinden sonra kesik eline bandaj sarılmış, herkes uyuduğunda ise kalenin arkasında fazla uzak olmayan ancak minik, ücra bir köşede oturuyordu.

"Hey korkmuyorsun öyle değil mi?" İçi birden titrediğinde kendi kendine konuştu Jimin.

"Peki korksanda korkmasan da, pff..surların ardında ölecek misin?" Belli belirsiz 'sanırım' diye fısıldamıştı.

"Nazik ve flörtöz bir omega ya da şımarık ve dik başlı omega olsan da sonuç aynı olacak değil mi?"

"Hayır."

Duyduğu tanımadık ses ile hızla başını çevirdi jimin.

O alfayı görmeyi beklemiyordu.

"Biz sadece hak edenleri öldürürüz Prens Park." Omeganın böyle düşünüyor olması alfanın canını sıkıyordu.

Başka birisi olsa belki içi rahat olabilirdi jimin'in. Fakat dediklerinin alfa tarafından duyulması, alfanın jimin'in yakınlarında duyulması omegayı bir hayli huzursuz etmişti.

"Burada ne arıyorsun?!" Sert tuttuğu sesi ile sakince konuştu omega. Zaten yorgun ve ortam gergindi daha fazla germek istemiyordu.

"Asıl sen burada ne arıyorsun? Silahsız bir şekilde kaleden uzaklaşamazsın!" Alfa bir kaç saniye omegayı süzdü.

Yüksek ihtimalle ağlamıştı ve uykusuzdu bu nedenle gözleri şiş ve kızarıktı, yanağında uzanan bir iz duruyordu ancak jungkook o izin sabah olmadığına yemin edebilirdi. Belki omega düşmüştü? Sabah kanayan eline bandaj sarılmıştı fakat akan kan bandajdan dışarıya sızıyordu.

"Burası kaleye yakın. Ayrıca silahımda var." Sinir bozucu bir tavır takınmıştı omega.

"Yürüyerek kırk beş, koşarsan yirmi dakikada anca varırsın kaleye. Ayrıca minik bir bıçak seni koruyamaz." Sakin bir tavırla jimin'in oturduğu büyük kaya parçasına yaslandı jungkook.

"Kendimi koruyup, korumamam sizi alakadar etmez Prens Jeon. Ayrıca buralarda abarttığınız gibi saldırılar olmuyor."

"Sabah olmayabilir ancak geceleri buraya uğrayabilirler. Şehir dışında ve kaleden uzak bir yer burası. Üstelik hava daha yeni aydınlanıyor. Şanslısın ki gelen yok."

"Akşamda gelen olmadı." Jimin konuşmayı kapattığını belirtircesine vurgulayarak konuşmuştu.

Belki biraz içerlemiş olabilirdi alfa prens. Omegayı böyle görmek kötü hissettirmişti. Tabii onu asla yargılamıyordu çünkü o da kendince haklıydı.

Eve her zamanki gibi geliyordu ve birden evleneceğini öğreniyordu. Ancak kendini iki günde bu kadar yıpratmasını da istemiyordu. Akşam burada olduğu belliydi çünkü şişmiş göz torbaları bunu adeta bağırıyordu. Zaten sabaha doğru omeganın odasında olmamasından da anlaşılıyordu.

Bir kaç dakika sessizce aşağı baktı ikili. Ardından yavaşça ayağa kalktı Jungkook . Onu anlıyordu fakat yol uzarsa büyük sorun olurdu.

"Artık vakit geldi...herkes seni arıyor ve yola çıkmak üzereyiz. Hava soğursa senin için zor olabilir."

"Peki." Zaten jimin'in kızaran burun ve yanakları üşüdüğünü bağırıyordu. İtiraz ederse daha fazla hipotermi geçirmekten korkuyordu.

Ses etmeden ayağa kalkarak ağaçlık alandan çıkıyordu ikili.

Spoiled Prince ❦ JikookWhere stories live. Discover now