《31》

1.4K 188 73
                                    

Jungkook yaslandığı yatak başlığından kalkmak istiyordu fakat bir süre kalkmamaları gerektiği için tek yapabildikleri yatakta oturmak oluyordu.

Ancak dizlerini bükmeden.

Daha yeni yeni uyanık olduklarından ötürü hala toparlanabilmiş bir durumda değillerdi.

İlk zamanlarda bedenlerinden kendilerini çeken kurtları ise şu an yerindeydi.

"O senden daha iyi kılıç kullanıyor bu arada. Senin hiç bir şekilde şansın yok." Yoongi gülerek jungkook'a anlattığı bölümlerin devamını getirirken jimin'de bunu duymasıyla gülümsemişti.

"O benim omegam bir kere, her şeyde başarılı." Alfanın göğsünü gererek konuşması omegayı biraz çekindirmişti.

Ama jungkook şaka anlamında söylese de ciddiydi.

Omega olmasına rağmen kaç tane alfa öldürmüştü? Sadece elindeki okuyla kaç metre ötedeki askerlerin hayatlarını kurtarmayı başarmıştı?

Elbette minik bebeği onun gurur kaynağıydı.

"Götüme bak sanki kendisi doğurdu." Gücünü biraz daha erken toplamasından ötürü rahat hareket edebilen Yoongi arkasındaki boş yastığı karşıya fırlatmıştı.

Hepsi kahkahaya boğulurken çadırın kapısının hafifçe açılmasıyla hepsinin dikkati oraya çevrilmişti.

Jimin ve jungkook içeri gelen kişi ile birbirlerine bir bakış atarken otomatik olarak gözleri Yoongi'ye dönmüştü.

"Hoseok? Ağlıyor musun? Ne zaman geldin? Buraya kadar nasıl geldin?" Yoongi'nin ağzından şaşkınlık nidası dökülürken oturduğu yatakta biraz daha diklenmişti.

Uzun boylu alfa ağlamıyor ancak daha az önce ağladığını belirtisini direkt gösteriyordu.

"Dün geldim. Şehirde anlatılandan daha da berbat durumdasınız." Göz yaşları tekrar dökülürken bir kolunu gözlerinin üzerine tutarak akan göz yaşlarını silmeye başlamıştı.

"Bunları sonra konuşabiliriz lütfen ağlama, buraya gel." Yoongi sargılı kolunu kaldırarak yanına doğru gelen gencin bileğinden tutmuş, yatağın kenarına oturmasını sağlamıştı.

Aradan geçen bir kaç dakika sonrasından Hoseok artık sakinleşmiş diğerleriyle birlikte koyu bir sohbet içerisine girmişti.

"Şimdi tam anlayamadım şehirde ne dedikodusu geziyor?" Jungkook hafifçe yana dönerek sol tarafa doğru bakmıştı.

"Her yerde neredeyse öleceğiniz, yedek ekip gelmezse esir düşeceğinizi söylüyorlar. Hatta kolunuzu ve bacağınızdan parçalar koptuğunu bile söyleyenler var. Ancak kimse savaşta gösterdiğiniz başarıyı konuşmuyor. Sadece aldığınız yaralardan bahsediyorlar." Son kısımda bakışları hafifçe yere inmişti genç alfanın.

Zaten savaşta gösterdikleri başarılarından ötürü bu halde değiller miydi?

"Bir kaç kırık ve kesikten başka hepimiz iyiyiz." Demiş ardından ekleyerek "Ancak az önce Yoongi'nin dibi düştü." Demişti Jimin.

Jungkook kahkaha atmaya başlarken Hoseok'dan kuru bir öksürük kazanmış, Yoongi ise kendisine alev saçan gözleriyle bakıyordu.

Hafif kızaran yanakları sıkmak istese de önüne dönerek hala bir elinde olan naif bileği tuttuğu eli okşuyordu.

"Sen nasıl geldin peki?"

"O kadar söylenenden sonra durmak istemedim. Zaten Bay Jeon buraya bir yedek ekip gönderiyordu. Onlarla beraber geldim."

Spoiled Prince ❦ JikookWhere stories live. Discover now