huzur sende, ben neredeyim?

19.9K 1.2K 286
                                    

Bölümü Karsu- vuslat dinleyerek yazdım, en sevdiğim şarkılardan ve bence Cihan ve Furkan'a çok yakışıyor :')

İyi okumalar ♡

Bel yıl önce/ devamı

"Avlıcılıkta önemli kurallardan biri de kurduğun kapanı hayvan fark etmeyecek," Tolga, bir binanın arkasına saklanmış gruplarına doğru fısıldayarak konuştu.

Gruptakilerden bazıları gülerken Cihan ortada komik bir şey göremedi.
"Abi, sırası mı şu an?"

Tolga gülümsemesini soldurdu. Durumun kardeşi için hassasiyeti aklından çıkmıştı bir an.

Cihan'ın ise kafası her zamankinden de doluydu. Gerginlikten saçlarını yolacaktı neredeyse.
Korktuğu şey kavga etmek ya da dayak yemek değildi. Sadece işin ucunda Furkan vardı ve işleri onun için daha kötü hale getirmek istemiyordu.

Karşılarındaki grubun ne kadar tehlikeli olduğunu bilmiyorlardı bile. Tolga, Furkan ile konuştuktan hemen sonra Mert'in abisini bulmuştu ve bir kavga planı oluşturmuştu. Cihan işlerin bu kadar aceleye gelmemesi gerektiğini düşünüyordu. Furkan'ın en az zarar göreceği yolu bulmaları gerekirdi ancak abisi bunu reddetmiş ve 'kaybettiğin her dakikada Furkan bir travma daha yaşıyor' demişti. Haklılık payı vardı, ne sanıyordu ki, Cihan onu kurtarmak istemiyor muydu sanki?

Sadece yalnızca adını bildikleri birini mahalleden adam toplayıp dövmeye gitmek biraz riskliydi. Yaşadığı yerde mafya gibi takılan tek kişi Tolga değildi ya, bu adamın da öyle çıkması işten bile değildi. Üstelik direkt olarak kendi mahallesinde dövmeye gelmişlerdi adamı.

"Şş, geliyor lan geliyor." Dedi Tolga heyecanla.

Sebebi önemli değildi, her türlü kavgadan zevk alırdı o. Bazen sırf eli kaşındığı için durduk yere kavga çıkardığı bile olurdu. Fakat bu seferki daha ciddiydi, bu şerefsizin kardeşi elinde büyüyen çocuğu taciz etmişti. Yanına bırakacağını mı sanıyordu? Onu öyle bir dövecekti ki vücudu bir beş yıl daha kavgaya tok kalacaktı.

Grubun en önünde o olduğu için yolun öbür ucundan sallanarak gelen adamı bir tek o görebiliyordu. Biraz sonra hayatını kaydıracaktı o şerefsizin.

"Tolga, önce o olup olmadığını teyit et. Yanlış kişiye saldırmayalım." Kardeşi konuşunca odaklanmış gözlerini birkaç saniyeliğine ona yöneltti.

Adamın işten çıkış saatini beklerken hava epey kararmıştı. Ki böyle bir durum olmasaydı bile Tolga aydınlıkta dövüşmeyi sevmezdi. Gözlerinin keskinliğine güvenirdi, onu yanılttığı hiç olmamıştı. Cihan'ın, abisinin yetenekleri hakkında hiçbir fikri yoktu.

Adamı ıssız sokakta tek bir ses çıkarmadan duvara sıkıştırması da bu yüzden şaşkına uğratmıştı onu.

Binanın arkasında, Tolga'nın işaretini bekleyen grup ne konuştuklarını duyamıyordu ama adamın kulağına fısıldanan şeylerle korkudan tir tir titrediğini görebiliyorlardı.

"Nasılmış lan köşe başlarında sıkıştırılmak, orospu çocuğu?"

"Ne diyorsun lan, sen kimsin?" Yüzü duvara bastırılan adamın hiçbir şeyden haberi yoktu.

"Kardeşin olacak o orospu çocuğu diyorum, benim kardeşimi okul tuvaletlerinde sıkıştırırken bu kadar zevk alıyor mudur?"

Adam yüzünü dönmeye çalışsa da Tolga izin vermedi ve şiddetle duvara çarptı elinin altındaki kafayı.

"Benim hiçbir şeyden haberim yok, bıraksana lan!"

Görmüyorsun Hiç | Gay [Tamamlandı]Where stories live. Discover now