bana neden gülmedin

16.4K 1.1K 386
                                    

Üç saattir buradaydık.
Korkuyla geçen dolu dolu bir üç saat olmuştu bu.

Tolga abi yoğun bakımdan çıkan her doktora babasının durumunu soruyordu ve nihayet az öncekinden bir cevap alabilmiştik. Durumunu stabilize edebilmişlerdi, ancak birkaç gün kontrol amaçlı müşahede altında kalması gerekiyordu.

Yine de iki kardeşin içini ferahlatamamıştı bu söyledikleri çünkü öğrendiklerimize göre Murat amcanın sakladığı bir kalp rahatsızlığı zaten vardı ve şayet birkaç dakika daha gecikilseymiş her şey için çok geç olabilirmiş.

Bunu ağızlarından duymamıştım ancak biliyordum ki annelerinin kaybından sonra kendi kabuğuna çekilen iki kardeş de babalarını yalnız bırakıp tüm yükü onun omzuna yüklemiş olmaktan dolayı kendilerini suçluyordu.

Bu yüzden ikisi de gözlerini bir noktaya sabitlemiş, derin düşüncelerin esirindeydi.

Cihan bambaşka bir evrende gibiydi. Ağlamaktan kıpkırmızı olan gözleri artık göz yaşı bile üretmiyordu, ancak ifadesine baktığınız an içinin kan ağladığını görebilirdiniz. Tüm bu olanlardan sonra yüzüne bakmaya bile çkiniyordum fakat perişan haline dayanamıyordum da.

Gidip konuşmaya cesaretim yoktu, zaten benimle konuşmuyordu da.
Sarıldıktan sonra beni bırakıp kafeteryaya gitmişti ve konuşmak istememişti.

Ona gönül koyacak değildim.
Belki böylesi ikimiz için de daha iyiydi.

Kafam Enes'in omzundayken yorgunluktan bitap düşmüş bir haldeydim ve her an uyuyakabilirdim. Yalnızca birkaç saat önce kıydığım saçlarımda dolaşan elleri de buna daha çok teşvik ediyordu beni.

Kapattığım gözlerimi açıp tıpkı her dakika yaptığım gibi kontrol ettiğim yere baktığımda, bu sefer onun da bana baktığını gördüm.

Kızarmış burnunu çekerken önce Enes'in ellerine, sonra tekrar bana dönmüştü gözleri ve yerle bırleşmişti son olarak.

Neden bilmiyordum ama o an Enes'ten ayrılma mecburiyetinde hissettim kendimi ve öyle de yaptım.

Yerdeki gözlerini kaldırıp tekrar baktığında ufak bir tebessüm ettim ona, onun da aynısını yapacağını beklemiyordum.

"Cihan!"

Yoğun bakım koridorunun sessizliği üç dört kişilik bir grubun telaşlı girişiyle bozuldu ve hepimizin kafasının oraya dönmesine neden oldu.

"Cihan! Bir tanem yeni duyduk hemen geldik." Grubun en önündeki kız ağlamaklı bir şekilde koşup Cihan'a sarılırken tam önümdeydiler.

Ne bu kızı, ne de onun arkasındaki diğer iki kız ve bir çocuğu daha önce görmemiştim ve istemsizce kaşlarımın çatıldığını hissetmiştim.

"Hoş geldiniz Begüm." Kızın kollarının arasındaki Cihan'ın gözlerini kapattığını gördüm.

Epey sevdiği biri olmalıydı bu kız.

Birbirlerinden ayrılsalar da hala çok yakınlardı. Öyle ki Cihan kızın akan göz yaşını kolaylıkla silebilmişti.

Kafamı çevirdim.

"Nasılmış Murat amca? N'olur iyi olsun."

"Hayati tehlikeyi atlatmış, kontrol altında şu an. Sabah görmemize izin verecekler."

"Çok şükür."

Onlara bakmak yerine hızla yere vuran ayakkabılarımı izlemeyi tercih etmiştim lakin hala diğer arkadaşlarına tek tek sarıldığını görebiliyordum.

Görmüyorsun Hiç | Gay [Tamamlandı]Where stories live. Discover now