bak göğsümde izin var

13.8K 726 383
                                    

"Geliyor mu?" Sesimin duyulmaması için fısıltıyla konuşuyor, bir yandan da ağzımı kapatıyordum.

Saklandığım yerde iyice sinip, beklediğim kişinin gireceği kapıyı odağıma aldım.

"Geliyor! Merdivenlerde şu an." Telefonun karşısındaki ses heyecanla söylerken aramayı bitirdim. Hızla yerimden kalktım ve kumandayı elime aldım.

Kalbim yerinden çıkacak gibi atarken yavaş yavaş duyulmaya başlayan adım seslerini dinledim. Sesler git gide yakınlaşmaya başlarken yerime iyice kuruldum.

Bir süre sonra çok yakından bir adım sesi gelince kapının açılmak üzere olduğunu anladım, heyecanla kumandada bir tuşa basarak  zifiri karanlığı aydınlatan videoyu oynattım.

Umuyordum ki zamanlamayı doğru yapmışımdır şayet çoktan kapıdan içeri girmişti.

Arkadaşlarımın üzerinde epey emeği olan ses sistemi geceyi doldurdu,
"Tolga abi, bu ne?"  Duyduğum kendi küçüklük sesimle tıpkı şu an kapıdan içeri giren isim gibi, kafamı ekrana çevirdim.

"Kamera, video çekiyorum."

Cihan tam projektörün karşısına geçmiş, perdeye yansıyan videoyu izliyordu. Yüzünde şaşkın bir ifade vardı. Buraya, çatıya antende bir sorun olduğu gerekçesiyle gönderildiğindendir ki hiç beklemediği bir şeyle karşılaşmış gibiydi.

Karanlığa gizlenmiş olan beni henüz fark etmemişti. Zaten ben de buna çabalıyordum. 

"Beni de çekiyor mu?"

Kamerayı tutmakta olan Tolga abi, onu biraz daha eğerek beni kadraja aldı.

Bu görüntüyle gülümsedim. Gözlerim kocaman açılmış, yeni tanıştığım kameraya bakıyordum. Cılız ve savunmasız görünüyordum. Saçlarım bakımsız, dağılmış bir haldeydi. Üzerimdeki ince kıyafetlerin ısınmama yetmediğini belli edecek şekilde kıpkırmızıydım.

Cihan, gördüğü benim küçüklüğüme gülümseyerek bakıyordu. Gözlerindeki şefkati ta buradan hissedebiliyordum.

"Bak, şu an sana odakladım. Bir şey söylemek istiyorsan söyle."

Küçük Furkan olduğu yerde zıpladı.
"İstiyorum Tolga abicim!"

Cihan'ın kıkırdadığını işittim.

Kamera bir bulanıklaşıp bir netleşirken tekrar göründüm. Düşünen bir poz vermiş, elimi ağzıma koymuştum.

"Hmm... Ne söyleyebilirim ki? Şu an beni tüm dünya izleyebiliyor mu?"

"Sevdiğin şeylerden bahset, ne bileyim."

Ekrandaki küçüklüğümün gözleri parladı. Sanki aklına dahiyane bir fikir gelmişti.

Tam o sırada olduğum yerden çıktım. Zamanı gelmişti. Belki yüz defa provasını yapmış olsam da hala yanlış yerde girmeye korkuyordum ancak bu sefer doğruydu.

Cihan korkuyla yerinden sıçrarken tam karşısına dikildim. O daha ne olduğunu anlamadan, videodan sesi gelen Küçük Furkan'la aynı anda, aynı cümleleri söylemeye başladık.

"Cihan! Ben Cihan'ı çok seviyorum, hem de dünyalar kadar çok. O beni hep güldürüyor, bana sarılıyor, şarkılar söylüyor..." Projektörden yansıyan görüntünün tam önündeydim, konuşurken ona doğru yaklaşıyordum. Cihan'ın da tıpkı benim gibi gözleri dolu dolu olmuştu. Sadece beni izliyor, gülümserken gözlerini siliyordu. "Onunlayken o kadar mutlu oluyorum ki kalbim yerinden çıkacakmış gibi oluyor. Bütün ömrümü onunla geçirmek istiyorum, tek bir gün ayrı kalmak istemiyorum."

Görmüyorsun Hiç | Gay [Tamamlandı]Where stories live. Discover now