seni bir şarkıya sığdıramam

17.2K 1.2K 728
                                    

"Enes! Saçma sapan yorumlar atmasana oğlum, millet yanlış anlayacak!" Yatağımda uzanırken yan odamdaki çocuğa doğru bağırdım.

Cihan buraya geleli dört gün olmuştu, ki bu aynı zamanda eski misketlerimi bulma zamanına tekabül ediyordu. Ailemin evinden getirdiği eşyalarımın arasında, çok tatlı bir kutu içerisinde sahip olduğumu hiç hatırlamadığım birkaç misket bulmuştum.

Özellikle biri vardı ki mor ve mavi desenleriyle tüm ilgimi üzerine çekmişti. Böyle bir şeyin bende olduğunu bile hatırlamıyordum ki hatırlasam onu asla yanımdan ayırmazdım, öyle güzeldi ki...

Fakat anlaşılan küçükken odamda bir yerlere düşürmüştüm ve Cihan onları bulabilmişti. Gerçi kutusu aradan geçen yıllara rağmen hiç eskimemiş ve sapasağlam durmaktaydı ama bunun üzerinde fazla düşünmedim.

O günden beri Enes ile sürekli misket oynayıp çocukluğumuzu anıyorduk. Onun da en sevdiği mor ve mavi desenli olmuştu, resmen aşk yaşıyordu onunla. Elindeyken taşı öyle sevimli seviyordu ki bu anı ölümsüzleştirmek istemiş ve üçümüzün olduğu bir fotoğraf çekmiştim.

Fakat bu sadece telefonumda kalmamalıydı, bu yüzden instagramda paylaşmıştım.

Şimdiyse sabahın üçünde gönderinin altına yaptığı yorumlarla uğraşıyordum.

Burada yanlış anlaşılacak ne var derseniz, size yaptığı yorumlardan birkaç örnek vereyim: Mutlu aile tablomuz, çocuğumuz misket ve babaları, kocacım keşke bebeğimizin yüzünü blurlasaydın nazar değecek...

Benim için bir sorun yoktu, hatta çok tatlı gelmişti çünkü Enes'i tanıyor ve güveniyordum. Bir kere benim gibi heteroseksüeldi, sadece böyle şeylerin şakasını yapmayı severdi. Ama zaten insanların üzerime yapıştırdığı bir eşcinsel etiketiyle uğraşmaktayken bir de ağızlarına laf veremezdim.

Yan odadan kıkır kıkır gülme sesleri gelirken duvara birkaç kez vurdum. Bu çocuk hep böyle umursamaz olacaksa çekeceğim vardı çünkü ne kadar artık ayrı da yaşasam babamdan hala deli gibi korkuyordum. Zaten bu kadar süre sessiz kalması bile mucizeydi. Her an babamın gelip huzurunu kaçırması düşüncesiyle tetikteydim.

"Tamam be tamam, yazmıyoruz bir şey."

Verdiği sözle elimdeki telefonu bıraktım ve uyumak için gözlerimi kapattım. Bugün çok yoğun bir gün geçirmiştim, önce okul sonra özel ders vermek derken eve akşamın köründe gelmiştim ve uyumak için ancak vakit bulabilmiştim.

Bu yüzden uykunun yarı uyanıklık evresine geçmek hiç de zor olmamıştı, birkaç saniye içinde dalıyor olacaktım ki telefonum bir bildirim sesiyle titredi.

Yine Enes olmalıydı.

Sinirle üzerimdeki yorganı üzerimden çektim ve telefonuma uzandım. Bir yorum daha atmış olsundu, gidip boğazına yapışmayan Furkan'ı siksinler.

Fakat bildirim ondan değildi, Cihan'dı bu.

Cihan: Furkan

Bu saatte neden yazmış olabilirdi ki?

Siz: Evet Cihan evdeyim

Cihan: Ne?

Furkan: Sürekli bunun için mesaj atıyorsun ya

Cihan: Atmayayım mı

Bir süre ne diyeceğimi bilemedim çünkü beklediğim Cihan tepkisi bu değildi. Şu an umursamamış ve mesaj atma sebebini söylemiş olması gerekirdi.

Ben bunu düşünürken bir yeni mesaj daha geldi,

Cihan: Rahatsız mı ediyorum seni

Siz: Rahatsızlık değil de yazma saatlerinde sorun var gibi

Görmüyorsun Hiç | Gay [Tamamlandı]Where stories live. Discover now