24

940 40 15
                                    

Erdem'in Ağzından:

Arabamdan içeri getirdiğim eldivenleri özenli bir şekilde elime geçirip Emel'in karnındaki bıçağın etrafını steril ettiğim bir bezle çevreledim kan kaybını en aza indirmeye çalıştım. Emel tabii ki kendini hayati tehlikeye atacağı bir yere bıçağı sokmamıştı. Son nefesini bile planlayarak verecekti. Bıçağı eldivenle tutup bıçağın yüzeyindeki Asya'ya ait olan parmak izlerini titizlikle, tüm dikkatimi vererek temizledim. Etrafta Asya'ya dair bir kanıt kalmayıncaya kadar tüm evi temizleyip dokunmuş olabileceği yerleri tek tek sildim. 

Kalan tek şey bıçağa Emel'in elleriyle dokunmaktı. 

"Ne yapıyorsun?" Mutfak kapısında Asya'nın sesini duyduğumda o tara döndüm. Bir transtan yeni çıkmış gibi solgun ve şok olmuş görünüyordu. 

"Kanıtları yok ediyorum. Bir yere dokunma." Omzumun üstünden bakmayı kesip Emelin parmaklarıyla bıçağı tutmasını sağladım. 

Her şey hallolmuştu, şimdilik.

Elime telefonumu alıp 112'yi aradım ve bilgi verdim. Asya gözleri yerinden çıkacakmış gibi, yerde yatan Emel'e bakıyordu. 

"Merak etme, ölmeyecek." Yanına yürüdüm. "Ama sen benimle geliyorsun." Tepki vermesine izin vermeden Asya'yı kolundan tutup çıkışa yönlendirdim. Buradaki çantasını ve bulduğum telefonunu yanıma alıp onun hiçbir yere dokunmadığından emin olarak onu evden çıkardıktan sonra yaklaşık on dakikadır arabayla kapıda bekleyen Eser'in yanına gittim. 

"Asya, bu Eser. Erkek kardeşim. Seni eve bıraksın, burada olanlardan kimseye bahsetme. Ben her şeyi halledeceğim." Eser, arabanın içinden bize bakarken Asya'nın çantasını arabanın içine attım ve alnından öptüm. "Ben her şeyi halledeceğim." Asya başıyla onaylayıp arabaya bindiğinde kapısını kapatıp ambulansı beklemek üzere eve döndüm.


Asya'nın Ağzından:

"Bekle." Ambulans sirenlerini duyduğumda Eser'in omzuna dokundum. "Görmek istiyorum." Araba sokaktan biraz uzakta durdu ama evin önünü görebiliyordum. Gerçi tarlanın ortasında gibi görünen yere ne kadar sokak denebilirse o kadar sokaktı. yakında sadece bir ev daha vardı. 

Ambulans görevlileri sedyeyle Emel'i çıkarırken arkasından gelen polisler de Erdem'le çıkmıştı. Erdem'i iki kolundan tutarlarken Erdem gözleriyle etrafı kolaçan ediyordu. Eser'in arabasını gördüğünde profesyonellikle görmemiş gibi yapıp önüne bakmaya devam etti. 

"Yeter mi?" Erdem, polis arabasına bindirildiğinde Eser'i duydum. Başımı olumlu anlamda sallayıp gözlerimi olay yerinden çektim. "Evin nerede söyleyebilir misin?" Derin bir nefes alıp açık adresimi ezbere verdim. 

Erdem'in tam olarak ne yaptığını anlayamamıştım. Kanıtları temizlemişti... Sadece bana ait olanları mı? Neden polisler direkt onu da almıştı? Tedbir için mi? Erdem ve Emel eskiden evliydi ve kadın bıçaklanarak bulunmuştu... Bu durumdan Erdem ya kurtulamazsa?

"Merak etme, Erdem her şeyi temizlemiştir." Eser konuştuğunda ona baktım. Erdem'den daha gençti, benziyorlardı. 

"Ya suç Erdem'in üstüne kalırsa?" Eser, abisi gibi yan bir bakış attı. 

"Kalmaz." Gaza bastı. "Neden oradaydın?" Konuşmak için ağzımı açamadığım için sadece cama doğru döndüm

Vous avez atteint le dernier des chapitres publiés.

⏰ Dernière mise à jour : Apr 30 ⏰

Ajoutez cette histoire à votre Bibliothèque pour être informé des nouveaux chapitres !

Rebel | Daddy IssuesOù les histoires vivent. Découvrez maintenant