10

14.6K 584 252
                                    

"Neye?" Gömleğinin bir dövmesini açıp arkasına yaslanırken sordu.

"İlk randevumuza."
***

"Hayır, hayır." Erdem keyifle gülerken konuşmuştu.

"Evet, evet." Onun bir üniversite anısıyla dalga geçerken ikimiz de dalga geçiyorduk. "Öğretmenine de aşık olmazsın."

"Asistandı!" Başımı dalga geçerek salladım.

"En son altıncı sınıfta matematik öğretmenime aşık oldum. Adı Emre'ydi. Derslere hep takım elbiseyle geliyordu. Buz mavisi gözleri vardı ve uzun boyluydu. Altıncı sınıftaki halime göre öyleydi yani." Kadehimdeki son yudumu alıp Erdem'e döndüm. Kaşları havadaydı ve gülmemek için zor tutuyor gibiydi.

"Hala aşıkmışsın gibi konuştun."

"Yani adamı bulsam olurum ama soyadını hatırlamıyorum." Erdem dalga geçer gibi başını olumlu anlamda salladı.

"Adam ucuz kurtulmuş." Gözlerimi devirdim.

"Neyse... Demek ilişkilerde yaşa takılmıyorsun," gözlerimin ışıldadığını hayal ederek gülümsedim. "Ben de!" Erdem neredeyse gözlerini devirdi. İçki onu biraz rahatlatmış gibiydi. Ama benim acilen eve gitmem lazımdı, bugüne de bahane uyduramazdım. Ayağa kalktım. "Gitmem gerek." Erdem başıyla onaylayıp elindeki kadehi masaya bıraktı. Hala ikinci ramdevuya davet etmemişti. Yani bundan bahsedip ben de davet edebilirdim ama onun etmesini istiyordum. Zaten kafam yeterince doluydu, istemiyorsa onunla uğraşmaya devam edemezdim.

Onu beklemeden balkondan içeri, mutfağa girdim. Ağzını açacak gibi durmuyordu ama beni eve bırakacaktı, tabii ki.

"Banyoyu kullanabilir miyim?" Arkamdan gelip ışığı açtı ve eliyle koridorun sonunu işaret etti.

"En sondaki kapı." Hızlı hızlı hareket ederek kapıdan içeri girdim. Odasının içindeki banyodan daha büyüktü. Gözlerimi kısıp etrafı taradıktan sonra banyo dolaplarını açtım. Paketli birkaç diş fırçası vardı ama açıkta sadece bir tane vardı. Gülümsedim ve en alttaki çekmeceyi de açtım. Traş makinesi vardı. Ve bir paket tampon. Paket açılmıştı. Bunu evine gelen kadın arkadaşları için de burada tutuyor olabilirdi ya da gerçekten bir kız arkadaşı olabilirdi. Her neyse, gecenin bu saatinde evinde içki içip onunla muhabbet eden bendim, kız arkadaşı değil. Çekmeceyi kapatıp omuzlarımı dikleştirdim, aynadaki yansımama baktım ve gülümsedim. Ben oyuna daha yeni girmiştim. Çantamdaki ruju çıkarıp dudağıma sürdükten sonra üstteki dolabın içine koydum. Tarağı da alıp birkaç tel saçım arasına kalacak şekilde, kızın sarışın olmadığını umut ederek, saçımı taradım. Kendimi "kaşar" bir türk dizisi karakteri gibi hissetmiştim ama büyük ihtimalle bununla yaşayabilirdim.

Saçlarımı kendi kendime savurup banyodan çıktığımda Erdem bıraktığım yerde yoktu. Kapıyı arkamdan kapatıp holde, daire kapısına doğru yürüdüm.

"Erdem?"

"Geliyorum." Sesi odasınan gelince kendi kendime güldüm. Resmen komodininin içinde kırbaç, kelepçe gibi şeyler saklayan biriyle takılıyordum. Bildiğimi söylemeli miydim? Utanır mıydı? Sanmıyordum. Biraz daha, muhtemelen birkaç saniye, bekleyip dayanamadan odaya gittim ve kapıya tıkladıktan hemen sonra aralayıp kafamı içeri uzattım. Neyse ki o da tam çıkıyordu.

"Kapıyı çaldıktan sonra izin bekleriz normalde." Gülümsedim.

"Ses gelmeyince merak ettim." Gömleğini gri bir tişörtle değiştirmişti. Başka bir gri tişörtü de bendeydi. "Tişörtün hala bende bu arada." Kafamı aradan çıkarıp geçmesine izin verdiğimde o anlamamış gibi kaşlarını çattı. Ama bir samiye sonra hatırladığını görebiliyordum.

Rebel | Daddy IssuesМесто, где живут истории. Откройте их для себя