4

21.4K 684 436
                                    

"Farklı bir şey yapmak istiyorum. Bu gece." Söylediğim şeye karşılık not çıkaran Beyza kalemini bırakıp bana döndü. Arkamdan konuşulanları bana söylediğinden beri -bir ya da iki gün olmuştu, emin değildim- okulda beraber takılıyorduk ve anlaşılan o ki mizah duygusu yüksek biriydi. Bir arkadaş göz çıkarmaz diye düşünüyordum.

"Bize gelebilirsin. Harry Potter falan izleriz." Gözlerimi devirdim.

"Bu aşırı farklı olur. Risk almak istemem." Beyza dil çıkarıp önüne döndü ve not çıkarmaya devam etti. Benim de tam olarak öyle yapmam gerekiyordu ama yaklaşık bir aydır hayatı sorguladığım bir dönemde olduğum için ders çalışmak o kadar da önemli gelmiyordu. Ve tabii ki netlerim düşüyordu. Ama anlıyor musunuz, artık sıkılmıştım. Sadece bu sene kendime çok yğklenmiştim ve ben normalde böyle biri değildim. "Ama annem böyle bilebilir. Senin biyolojin çok iyiydi değil mi?" Beyza kaşlarını çatıp tekrar bana döndü.

"Hayır?"

"Öyle öyle."
***

Sırt çantamı omzuma takıp kapıya doğru ilerledim. Erdem bugün gelemeyeceğini söylemişti, sabah da acelesi olduğu belliydi ki zaten yarın bisikletimi teslim alacaktık. Sadece dmrt günde yapılmıştı. Benim için biraz yürümek sorun değildi tabii ama insanın Erdem'i gördükçe göresi geliyordu. Dışa görünüşünün bir ilahı anımsattığını inkar edemeyecektim.

"Görüşürüz. Yarın."

"Asya, dikkat et. Çok geç uyumayın okula geç kalma." Elimle onaylama işareti yapıp hızlıca dışarı çıktım. Çantamın içinde kitap haricinde her türlü şey vardı ama, Beyza'lara ders çalışmaya gidiyordum.

Binadan çıkar çıkmaz Beyza'yı aradım.

"Geliyor musun?" Soruma karşılık neredeyse kaşlarını çattığını görebiliyordum.

"Gerçekten gece bir bara geleceğimi mi düşünüyorsun?" Kendi kendime omuz silktim. Yani, evet başörtüsü takıyordu ama bu hâlâ kişisel bir seçimdi.

"İçmek zorunda değilsin. Yoksa yalnız gideceğim." Beyza iç geçirip birkaç saniye bekledi.

"Bir saate evden çıkarım." Gülümseyip telefonu kapattım.

Giyinmek için bir mağazanın kabinine girmiştim. Kot pantolonum ve tişörtümü çıkarıp küçük siyah elbisemi üzerime geçirdim. Saçlarımı tarayıp becerebildiğim kadarıyla uygun bir makyaj yaptıktan sonra hazırdım.

Konverslerimi çıkarıp bilekten bağlamalı topuklularımı ayağıma geçirdim, döktüklerimi çantama geri koydum ve kabinden çıktım. Mağaza görevlisi kaşları çatık bir şekilde bakarken gülümsedim ve emin adımlarla mağazadan çıkıp Beyza'yı aradım.

Buluşacağımız caddede adeta bir satanist ritüeline gidecekmişiz gibi giyinmiş bekliyordu. Siyah bol bir pantolonun üstüne kopüşonlu bir sweatshirt giymiş, kapüşonunu kafasında başörtüsü olduğunu belli etmeyecek kadar kapatmıştı ve altında da siyah konversleri vardı. Aslında normalde de pek farklı giyinmiyordu bu yüzden üstüne çok takılmadan yanına gittim. Beni görünce kaşlarını kaldırıp baştan aşağı süzdü.

"Bunu ne zamandır içinde tutuyordun?" Gözlerimi devirdim.

"Bu gece... Çok fena şeyler olacak. Eğer genç öleceksem o gün bugün olacak." Beyza çocuk geçiştiriyor gibi başını salladı.

"Üstüme kusma da ne yaparsan yap."
***

Hiçbir şey olduğu yoktu. On sekiz yaşında iki kişi bara kolayca girmiştik ve öylece oturuyorduk. Saat gece yarısına geliyordu. Beyza elindeki alkolsüz kokteylini yudumlarken insanları ilk kez görüyor gibi inceliyordu ve hiç heyecan verici bir şey yaşanmamıştı. Kimse benim kadar özenerek bile giyinmemişti ki ben de aşırı özenmemiştim. Ya da onlarda günlük gibi duran şeyler bende fazla duruyordu, emin değildim. Yani, o filmlerde gereksiz sarkıntı tip bile bizim yanımıza gelmemişti. Ayrıca, müzik vardı ve renk geçişleri dans edenlerin daha iyi görünmesini sağlıyordu ama anladığım kadarıyla geldiğimiz bar (evlerimize en yakın olan mekandı) çok da dans edilen bir yer değildi. İnsanlar bueaya daha çok muhabbet edip alkol tüketmeye geliyordu.

Rebel | Daddy IssuesWhere stories live. Discover now