2

28.2K 796 706
                                    

Neredeyse her yerimin sağlam olup olmadığını kontrol ettikten sonra bana bir rapor yazdı.

"Beni eve bırakacaksın, değil mi?" Tek kaşını kaldırıp bana baktığında kollarımı göğsümün altında birleştirdim. "Bisikletimi ezdin." Kalkık olan kaşını indirip masasından kalktı ve telefonu cebine koyup başıyla yanında gelmemi işaret etti. Geniş omuzlarıyla önümde yürüdüğünde aptal bir ergen olduğum için titreyen dizlerimi durdurmaya çalışarak peşindn gittim.

Hastanenin içinde istisnasız herkes başını kaldırıp illâki ona bakıyordu. Yani, haklı sayılırlardı. Ne diyebilirdim ki.
🌵🌵🌵

"En fazla bir hafta sürer bunu tamiri." Bisikletimi getirdiğimiz tamircinin söylediğiyle Çağan Erdem Arslan'a döndüm. O da kaşlarını kaldırmış, bana bakıyordu.

"Bir hafta sonra buraya gelip alırsın buradan." Kaşlarımı çatıp kolşarımı göğsümün altında birleştirdim.

"Bir hafta boyunca okula neyle gideceğim peki?"

"Otobüs, metro, tramvay, minibüs, ayakların." Dünyanın en saçma şeyini söylüyormuşcasına gözlerimi ona diktiğimde kaşlarını çatıp ağzını hafifçe araladı. "Özel şoförlüğünü yapmamı beklemiyorsun herhalde?" Omuz silktim.

"Aslında tam olarak onu bekliyorum." Yüzüme dehşetle bakıyordu.

"Bela mısın sen?" Kaşlarımı çattım. "Sana bir haftalık yol paranı da vereceğim ve peşimi bırakacaksın, tamam mı?"

"Oradan dilenci gibi mi görünüyorum?" Bıyık altından gülme dediğimiz şeyi yaptı.

"Yani." Yüzümü buruşturdum.

"Beni eziyordun ve bu yüzden bisikletim tamir olana kadar beni okula bırakıp okuldan almalısın." Kafasını havaya kaldırıp gökyüzüne sabır diler gibi baktı.

Başka biri olsaydı böyle bir şey istemeyebilirdim, sadece güvenilir biriydi ve bu yüzden otobüsle gitmek yerine beni onun bırakması daha mantıklıydı. Değil mi?

"Peşimi bırakmayacaksın, değil mi?" Omuz silktim.

"Arabada bekliyorum." Ona arkamı dönüp arabaya ilerlemeye başladım. Tabii, içimden beni pataklayarak kendiainden uzak durmamı sağlamaması için dua ediyordum. Tescilli bir şekilde doktor olması onu gözümde güvenilir yapıyordu, güvenilir olması da onu bana şoförlük yapması için biçilmiş kaftan yapıyordu.

Ayrıca ses tonu, yüzü ve elleri özenerek yaratılmış gibiydi. Aslına bakarsanız tamamen mükemmel olan insanların her zaman bir yerinde kusur olurdu ve ben böyle insanları pek sevmezdim. Yine de... İşte.

Ve babamla aralarında çok fazla yaş farkı olmasa gerekti. Yani ona bir abi gözüyle bakabilirdim. Sanırım.

Gördüğüm kadarıyla tamirciye ücreti ödedikten sonra şoför koltuğuna, yanına geçti ve derince bir nefes verdi.

"Bunu yaptığıma inanamıyorum."

"Telefon numarana ihtiyacım olacak." Söylediğim şeyle arabayı çalıştırırken duraksayıp bana döndü.

"Telefon numaram için mi istiyorsun tüm bunları?" Kaşlarımı çattım. Vay canına, bu egoyla doktor olabilecek zekaya sahip olması şaşırtıcıydı. Ve işte bu tam olarak mükemmel görünen insanlarda olan kusurdu.

"Neden senin telefon numaranı isteyeyim?" Omuz silkip önüne döndü ve arabasını çalıştırdı.

"Üzgünüm, küçük olduğun aklımdan bir an için çıktı." Söylediği şeye istemsizce kahkaha attım.

Rebel | Daddy IssuesWhere stories live. Discover now