Are you ready to embrace your dark past?

101 14 3
                                    

Laboratuardan ayrıldıktan sonra Konoha meydanında bulunan ufak bir pastanede bir şeyler yemiştik.

Aklım Suigetsu'nun dediği şeyle boğuşuyordu.

Uchiha klanına ne olmuştu?

Gaara'ya sormayı düşünsemde bu köyde tutulan gizli bir mesele olabilirdi, fazla meraklı görünmek istemiyordum.

"Doydun mu?"

Çayımı masaya bırakıp ağzımı peçeteyle sildim.

"Evet, ayrıca ısmarladığın için teşekkür ederim."

Masaya dirseğini dayayıp elini yanağına yerleştirip gözlerini kapadı.

"Sorun değil."

Çayıma bakıp düşünmeye devam ettim.

Burada cevapları bulamazsam hiçbir yerde bulamazdım.

"Suigetsu'nun dediklerini düşünüyorsun değil mi?"

Çayıma bakmayı bırakıp elimi saçlarıma geçirdim.

"Evet."

"Uchiha klanı zamanında Sasuke'nin abisi İtachi tarafından sadece kardeşi kalana kadar katledildi."

O anda kanım dondu.

"Sen ne dediğinin farkında mısın?"

"Evet ama iyi bir amaç için katletti. Eğer klanını katletmeseydi. Olası bir darbe ile Konoha'nın Hokagelik sistemi yıkılabilirdi. İtachi, zor da olsa doğru şeyi yaptı."

Çenemi elime dayadım.

Koca köyü kurtarmak için bir klanı öldürmek haa.

Ürpersem de İtachi'nin yerinde olsam doğru olanı yapıp yapmayacağıma karar vermek oldukça zorlayıcı olurdu.

"Peki İtachi'ye ne oldu?"

Gaara keskin gözlerle bana baktı.

"Sasuke onu öldürdü."

"Ama abisi kla-"

"Bunu bilmiyordu. Abisini intikam için öldürdü ve ölümden sonra aslında abisinin başta o olmak üzere herkesi korumak için fedakarlık yaptığını anladı."

Vay canına!

Bu oldukça sıkıntılı bir durum olmalıydı.

Sasuke kim bilir neler hissetmişti.

Konuştuğumuz ortam oldukça soğumuştu. Rahatsızca kıpırdandım.

"Gitsek iyi olur."

Gaara tek kelime etmeden başıyla beni onaylayıp hesabı istedi.

Hesabı ödedikten sonra Narutoların evine doğru yola çıkmıştık. Sokağı dönmemizle Hinatayla karşılaşmamız bir olmuştu.

"Ah! Amida!"

"Selam Hinata."

Hızlıca evden çıkmış olmalıydı ki eliyle gelişigüzel blüzunu düzeltip gülümsedi.

"Geç kaldığımı sandım."

Elimle geçiştirdim.

"Hayır...Şey, geç kalmadın, merak etme."

"Güzel."

Koluma girip Gaara'ya sevecen bir bakış attı.

"Hadi gidelim."

************

Kısa bir yürüyüşün ardından geniş bir kemerin önünde durduk. Açık yeşil kemerin üstünde kırmızıyla yazılmış tek bir Kanji vardı.

Hyuuga.

"Burası Hyuuga mahallesi. Hadi içeri girelim."

Hinata sakin adımlarla bizi kemerden geçirip geniş avluya yönlendirdi.

Avlunun ortasındaki kar beyazı havuz güzelce dekore edilmiş melek figürlerinden oluşuyordu ve ortamı ilahileştiriyordu.

Hinata tanıdığı klan üyelerine selam verip havuzun ilerindeki kapıya yönlendirdi.

"Burası klan başının bulunduğu ofis. Burada genellikle toplantılar yapılır ve ziyaretçiler kabul edilir."

Gaara'ya kısaca bakıp Hinata'nın arkasından ilerledim.

Koridorun sonunda bulunan kapıya gelince Hinata bizi durdurdu.

"Önce ben içeri girip babamın uygun olup olmadığına bakacağım."

"Tamamdır."

Hinata içeri girdikten kısa bir süre sonra kapıyı açıp bizi içeri çağırdı.

"Baba, bunlar Amida ve Kazekage-sama."

Saçlarına aklar düşmüş güleç yüzlü bir adam saygıyla bizi selamladığında bizde karşılığında onu selamladık.

"Hoşgeldiniz, oturun lütfen."

Sesi yüzüne göre oldukça donuk çıkmıştı.

Kendisi de yerine kurulduğunda önce Gaara'ya ardından bana dikkatlice baktı.

"Sen yazıtın bozulmasına sebep olan kişisin demek."

Başımı eğdim.

"Baba, biraz daha kibar davransan. Amida, orada bahsedilenin aksine çok farklı biri."

Hinata'ya içimden müteşekkir bir teşekkür gönderirken babasına baktım.

"Yazıtta ne yazıldığını bilmiyorum ama buraya bazı cevaplar bulabilmek adına geldim."

Biraz dik başlı konuştuğumu düşünerek sözlerimden pişman olsam da Hinata'nın babası bana gülerek karşılık verdi.

Ama bu mutlu bir gülüş değildi.

Hüzünlüydü.

"Bana birini hatırlatıyorsun."

Anlamadığım için Hinataya baksam da o da bana bilmediğini belli eden bir bakış attı.

"Bana Hiashi de."

Afalladım.

"Pe-peki."

Hiashi-san elini boynuna götürerek uzun bir zincir çıkardı ve ucunu sıkıca tuttu.

"Bu anın geleceğini uzun zamandır biliyordum."

"Ne demek istiyorsunuz?"

Hiashi burukça gülümsedi.

"Galiba aradığın soruların cevabı bende olabilir."

Sonrasında bana uzanıp kolyeyi verdi.

Tanıdık hissettirdiğini o zaman fark ettim.

Avcumu açtığımda yarısı Hyuuga yarısı ise Uchiha klanının sembolü olan bir kolye elimde duruyordu.

Ellerim titredi.

"Bu...Bu ne demek?"

Hiashi, yanıma gelip iki elimi tuttu.

"Kendini kontrol et ve çakranın derinliklerine odaklan. Kolye sana yardımcı olacaktır."

Ben...Ben yapabilirdim.

Odaklanıp içimdeki bağırışı durdurup sakinleşmeye çalıştım.

Birkaç dakika sonra ellerimin titremesi geçmişti.

"Güzel. Odaklanmaya devam et."

Aklımdaki tek soru Hiashi-san'ın ailemle nasıl bir bağlantısı olduğuydu.

İçimden akan sımsıcak hislerle çevrelendim ve karanlığa gömüldüm.







True Identity🩸/ Uchiha ⚔️ Hyuuga [TAMAMLANDI]حيث تعيش القصص. اكتشف الآن