Saklanmış

10.4K 335 5
                                    

Telefonum çaldığında dikkatimi Çağla'dan çekmek zorunda kalmıştım. Telefonu elime aldığımdaysa Ozan'dan bir mesaj geldiğini gördüm.

Benim odamda.

Şimdi.

Bekliyorum.

Mesajları daha okur okumaz onu görecek olmanın heyecanını yaşamıştım. Ancak benim ona ulaşmam hiçbir zaman kolay olmamıştı ve şimdi de kolay olacak gibi gözükmüyordu.

Nasıl gelmemi bekliyorsun Ozan? Asansör için kart gerekiyor.

Mesajı gönderip cevabını bekledim. Ozan Beye ulaşmak bir meseleydi. Onun hayatında var olabilmek bir başka meseleydi. Bunu herkesten kaçarak, saklanarak yaşamak zorunda kalmak ise en büyük meseleydi!

Senin kartının her yere giriş yetkisi var güzelim. Buraya geldiğin ilk günden beri ;)

Ah, gerçekten aslında istediğim her an onun odasına gidebilir miydim yani? ve bunu şimdi mi söylüyordu?

"Güzel bir haber sanırım."

Cenk'in sesini duymamla telefona bakarak şapşal bir şekilde gülümsediğimi fark etmem aynı anda oldu. Hemen kendimi toparladım.

"Evet, öyle de denilebilir. Benim biraz işim var. Gitmem lazım. Sonra görüşürüz olur mu?" 

Cenk gülümseyerek bana sıcak bir selam verirken son bir kez bakışlarım Çağla'ya gitmişti. Artık benimle ilgilenmiyor gibi erkek arkadaşıyla konuşuyor gibi gözükse de içimden bir ses onun benim her hareketimi izlediğini söylüyordu. Onun ne işler karıştırdığını daha sonra öğrenecektim. Belki de bugün söylediklerini Ozan'a da anlatmalıydım. Onun hiçbir şekilde zor durumda kalmasını istemiyordum.

Bu düşüncelerle masadan kalkarak kapıya doğru ilerliyordum ki bu sefer de yemekhanenin kapısında Yıldız'la karşılaştım. Artık buradaki en yakın arkadaşımla her karşılaşmamda kaçacak mıydım yani? Ona yalan söylemek istemiyordum.

Yine de şu an hiç doğru bir zaman değildi. Bu yüzden o daha bir şey söyleyemeden ben konuştum.

"Çok üzgünüm Yıldız acil gitmem lazım. sonra konuşuruz olur mu?" 

Yıldız tabii ki arkamdan bağırmıştı.

"Cemre? Ne işler çeviriyorsun sen? kızım kaçmasana!"

Bense sadece ona dönüp gülümseyerek el salladım.

Koridorda kimsenin olmadığını görünce sevindim çünkü yöneticilerin kullandığı asansöre binmem gerekiyordu. Asansörün düğmesine basarak beklemeye koyuldum.

Asansörün kapıları açıldığındaysa şokla olduğum yerde kaldım. Çünkü içeride biri vardı ve ben bunun olacağını düşünememiştim.

Daha önce görmediğim takım elbiseli, yeşil gözlü genç bir yönetici elindeki telefonundan muhtemelen maillerini kontrol ediyordu ve asansör kapıları açıldığında çıkan sesle başını kaldırdı; beni gördü.

Beni görmüştü.

Bir an binip binmemek konusunda kararsız kalmıştım ve adam da gözlerini dikmiş dikkatle, biraz da şaşırmış bir ifadeyle bana bakıyordu. Tabii ki büyük ihtimalle bir stajyerin ne tür bir aptallık yapıp da sadece kartla çalışan asansöre binmek istediğini merak ediyor olmalıydı. Sadece yöneticilere ait bir asansör olmasının bir nedeni vardı değil mi? Onlar meşgul ve önemli insanlardı ve sıradan bir stayjer şu anda yok yere onun zamanını tüketiyordu.

Ben bu düşüncelerimle boğuşurken tam kapılar kapanmak üzereydi ki, araya giren bir kol, son anda kapının kapanmasını engelledi.

Kapılar tekrar açıldığındaysa yeşil gözler yeniden bana bakıyordu.

Tutku Oyunları +18Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora