Sözsüz yeminler bozulduğunda

36.9K 907 220
                                    

Tam iki yıl... sonraki iki yılda Ozan'ı hiç görmemiştim. Abim çalışmak için İstanbul'a gitmişti. Ben üniversite sınavına hazırlıkla tüm zamanımı geçirmiştim ve olmuştu işte. Artık bir mimarlık fakültesi öğrencisiydim.

O yaz sınav sonrası yine her zamanki gibi yazlıkta almıştım soluğu. Babam emekli olmuş ve artık sürekli yazlıkta kalıyordu zaten. Ancak o yaz abim geldiğinde yanında en iyi arkadaşı Ozan yoktu. Yalnız gelmişti. Ben tabii ki hiçbir şey sormamıştım. Annem sormuştu ama. Çok seviyordu Ozan'ı. Aileden biri gibi görüyordu. Abim ise Ozan'ın işleri nedeniyle çok meşgul olduğunu söylemişti.

Bir sonraki senenin yazında staj için abimin tavsiyesiyle birkaç firmaya başvurmuş ve İstanbul'da bir şirketle anlaşmıştım. Staj boyunca abimin yanında kalacaktım. Zaten İstanbul'da başka tanıdığım kimse de yoktu.

Daha önce İstanbul'a abimi birkaç kez ziyarete gitmiştim ve turistik geziler yapmıştım ama yine de şehri çok bildiğim söylenemezdi. Okulu da İstanbul'da okumak istemiştim aslında ancak mimarlık istiyordum ve puanım oradaki üniversitelere yetmemişti.

Staj tarihim yaklaşırken abimi iş yerinden yurt dışında bir projeyi halletmek için ülke dışına yollamışlardı ve ne zaman döneceği projeyle alakalıydı. Bu yüzden uçaktan indiğimde beni karşılayan olmadı. Ben de tek başıma abimin evine doğru yola çıktım.

Yaşadığı siteden içeri girdiğimde güvenlik görevlisine adımı ve abimin anahtarı bıraktığını söyledim.

Görevli bana tereddütlü bir bakış attı.

"Cemre hanım, abiniz geleceğinizi haber vermişti ama nasıl söylesem, şu anda apartmana giremezsiniz."

Şaşkınlıkla görevliye baktım.

"Ne demek istiyorsunuz? Ev abimin evi elbette girebilirim. Anahtarı verebilir misiniz lütfen?"

"Yok, hayır yanlış anladınız. Öyle değil. Anahtarı da vereceğim elbette ama binaya şu anda giremezsiniz. Tüm binaya ilaçlama yapıldı. Artan şikayetler üzerine oy çokluğuyla apartman sakinleri bu kararı aldı. Abinize ulaşmaya çalıştık ama..."

Elimde bavulum güvenlik görevlisinin söyledikleriyle resmen hüsran yaşamıştım. Gerçekten bu kadar şanssız olabilir miydim? Uçak yolculuğu, onca trafik... Aklımda sadece eve girip güzel bir duş alma fikri vardı oysaki. Saat gece yarısı olmuştu neredeyse.

"Tam olarak ne zaman ilaçlandı peki? Yani demek istediğim ne zaman eve girebiliriz?"

Güvenlik görevlisi bana üzüntüyle baktı.

"Üzgünüm ama Pazartesiye kadar beklemeniz gerekiyor."

Harika! Bugün Cumartesiydi ve benim kendime gecenin bir yarısı kalacak otel bulmam gerekiyordu.

"Pekala. Anladım." dedim.

Telefonu açarak durumu haber vermek için abimi aradım. Ona olanları anlattığımda ve otele gideceğimi söylediğimde karşı çıktı.

"Abi gecenin bu saatinde nereye gideceğim Allah aşkına? Burada tanıdığımız akrabamız, arkadaşımız falan da yok hani. Sorun değil. İki gün otelde kalırım." dedim.

"Ah, benim arkadaşlarım var ama hepsi de iş yerinden ve erkek. Uygun olmaz şimdi. Kızları da arayamam şimdi."

"Hep çapkınlıkların yüzünden değil mi abi? Bütün kızları kendine düşman ediyorsun. Hem gecenin bu saatinde kimseyi rahatsız etmeye gerek yok zaten."

"Tabi ya! Bir saniye Cemre, buldum! Vereceğim adrese gidiyorsun tamam mı? İki gün orada kalabilirsin. Üstelik ev de boş şu anda. Rahat rahat kalabilirsin."

Tutku Oyunları +18Donde viven las historias. Descúbrelo ahora