Elleri ellerime...

25.9K 763 89
                                    

Ozanın bakışları yüzümü bulduğunda çok kısa bir an şaşkınlıkla parlasa da sonra yerini çok daha yoğun, anlaşılmaz bir ifadeye bırakıp ben de takılıp kaldı.

Bense onun bakışlarıyla kafam karışık ve tüm varlığını hissederek yüzünde gezdirdim gözlerimi. Yüzünde bir kaç ufak tefek çizik vardı ve bu onun yakışıklı ifadesinden hiçbir şey eksiltmemiş aksine ayrı bir ruh katmıştı ona.

Gözlerim vücuduna kaydığında sağ kolunun üzerinde, dirseğinden bileğine kadar olan sargıyı fark ettim ve iyi olduğundan emin olmak için yanına gidip ona dokunmak istedim o anda ama beni durduran ve kafamda binlerce soruya neden olan çok önemli bir faktör vardı ve bu faktör onun hemen yanı başında soğuk bakışlarını bana dikmiş olan bir kadındı.

Üstelik sıradan bir kadın da değildi.

O Leyla Abantlı'ydı...

Bana tamamen yukarıdan bakan ve kesinlikle hiç hoşlanmadığını gösteren buz gibi bir ifadeyle gözlerini dikmişti. Ortamdaki garip sessizliği bozan şey ise yine o kadının sesi oldu.

"Ozan'cığım, bu genç hanım senin şu anda müsait olmadığını bilmeden buralara kadar zahmet etmiş. Ne yazık! Anlaşılan senin vaktinin ne kadar değerli olduğundan haberi yok."

Duyduğum sözlerle bir anda irkilerek kendime geldim. Hayır, öyle kolayca kaçmayacaktım bu sefer. Sadece bu kadının sözleriyle hareket etmeyecektim. Bir karar vermiştim ve arkasında duracaktım. Buradan gitmemi sağlayacak yegane kişi Ozandı.

Hiç tanımadığım ve neden burada olduğunu bilmediğim bu kadın değil!

Gözlerimi çelik gibi bir iradeyle hala sessizliğini koruyan Ozan'a çevirdim. Yanındaki kadının beni küçümseyen varlığını yok sayıyordum.

"Bir kaza geçirdiğini duydum ve iyi olup olmadığını merak ettim. Bu yüzden böyle habersiz, ansızın çıkıp geldim." dedim. Sonra kuruyan dudaklarımı yaladım ve soğuk bir ifadeyle gülümsedim.

"Bir misafirin olduğunu bilmiyordum." dediğimde gözlerim bir anlığına beni gitgide artan bir hoşnutsuzlukla izleyen Leyla hanıma kaymıştı ama tekrar Ozan'a çevirdim başımı.

Ondan bir cevap bekliyordum. Bir açıklama olmasa da bir cevabı hak ediyordum bu kez.

Ozan ise beklediğimin aksine soğuk, karanlık bir sessizlikle karşıladı beni. Yüzünde fazlasıyla gergin bir ifade vardı ve sessizlik... büyüyüp giden bir sessizlik.

O an tüm cesaretim yavaş yavaş bir balon gibi sönmeye başladı ve ensemde aşağıya büyük bir acının beni sarmaladığını hissettim. Hayal kırıklığımı kelimelerle anlatmam mümkün değildi. İçimde sarsılan son güven kırıntılarını... Yine de hiçbir şekilde belli etmemeye çalışarak ama gözlerimde müthiş bir yanmayla hızla konuştum sonra.

"Kusura bakma rahatsız ettim." dedim sert bir sesle neredeyse dişlerimi sıkarak.

Tam gitmek üzere geri dönmüştüm ki bir anda kolumdan bir mengene gibi beni kavrayan elin baskısıyla olduğum yerde kaldım ve beni yakalayan adamın koyu bakışlarına döndüm bir kez daha.

"Hayır, rahatsız etmiyorsun." neredeyse yorgun ama kesin bir tavırla çıkan sesiyle Ozan.

"Leyla hanım da gidiyordu zaten." dediğinde soğuk bakışları Leyla Abantlı'ya doğru dönmüştü.

Tutku Oyunları +18Where stories live. Discover now