Tüm korkular

5.3K 221 3
                                    

Kapılar açıldı.

İçeri giren kişi nasıl olduysa tüm silahların inmesine neden olmuştu.

Hakkını vermek lazımdı. İlerlemiş yaşına rağmen gerçekten varlığı bile yetecek görünümde bir adamdı.

Adımlarını salonun ortasına yönlendirdiğinde Ozan'ın dikkatli bakışlarını üzerimde hissetmiştim. Onu buraya benim getirdiğimi anlamış mıydı acaba? 

Polis çağırmayı düşünmüştüm başta ama Kaan'ın Ozan'ı babasını öldüreceği yönündeki ifadesinden sonra olabileceklerden korkmuştum bu yüzden polisi çağıramazdım. Ama öylece Ozan'ın yanına da gidemezdim. Aklıma gelen yegane çözüm buydu.

Kemal bey şimdi ilk defa korku içinde gibi görünüyordu.

İçeri giren ellili yaşlarının sonunda gibi görünen adamın ise hiç ihtiyacı olmadığını düşünmeme rağmen elinde timsah figürlü bir baston vardı.

"Kemal!" dediğinde kalın sesi neredeyse salonu inletmişti.

"Çok yanlış yaptın Kemal. Benim alanıma girdin."

Kemal Abantlı şaşkın, kafası fazlasıyla karışmış görünüyordu.

"Yok, Dağhan Reis biz de yanlış olmaz. Buradaki ailevi bir mesele o kadar. Biri size yanlış bilgi vermiş." dediğinde Dağhan bey kendinden emin ve sert adımlarla Kemal'in üzerine doğru yürümüştü. Yürüyüşü bakışı bana onu anımsatmıştı.

Bir insan bazen örnek aldığı kişi de olabiliyordu demek ki. İlla ki kan bağı olması gerekmiyordu.

Dağhan bey Kemal'e elini bile sürmemiş yalnızca tekerlekli sandalyenin üzerinden bakmıştı ama bu haliyle bile Kemal oldukça korkmuş görünüyordu.

"Yanlış yook Kemal!" dedi bu kez Dağhan bey.

"Sen benim oğluma silah çek, ben de sessiz kalayım öyle mi?" diye sordu bu kez Kemal'e. Kemal ise iyice şaşırmıştı şimdi.

"O... oğlun mu?" dedi anlamayarak Ozan'a çevirdi bakışlarını.

Sonra garip bir gülüşle başını olumsuz olarak salladı.

"Onu mu diyorsun sen? Sinan Abantlı o. Babamın piçlerinden biri işte. Bunun anası alıp kaçırmış ismini falan değiştirmiş tümden. Saklamış oğlanı. Eğer kaçmasalardı çoktan bitirecektim de işini..."

Dağhan bey elindeki soğuk silahın namlusunu Kemal beyin kafasına dayadı bu kez ve ben nefesimi tuttum. Hemen sonra o ana kadar fark etmediğim Ozan'ın annesi Münire hanım'ın da kapıdan içeri girmekte olduğunu fark ettim ve şaşkınlıkla ona baktım. 

Onun gelmesini beklemiyordum. İşin aslı Ozan'ın manevi babasının çok güçlü bir adam olduğunu söylediklerinden anlamıştım ve Ozan'a yardım edeceğini düşünmüştüm. Bu yüzden telefon geldiğinde Münire hanıma olanları anlatmış ve çözüm olarak Dağhan beyi aramayı önermiştim ama Münire hanım da onun numarası yoktu. Korumalar elbette bilirlerdi ama eğer evden çıkmadan Dağhan beyi arasaydım muhakkak bana engel olurlardı. Belki de Ozan'ın yerini bulamazdık. Bu yüzden Münire hanım'dan ona ulaşmasını istemiştim. Sonra da telefonuna gizlice lokasyon göndermiştim.

Ama Münire hanım gelmesine gerek olmasa da yine de gelmişti. Bu esnada Kemal'in üzerine iyice eğilen Dağhan Bey dilini damağına götürdü.

"Cık" dedi. 

"Yine yanlışsın Kemaal!" dedi bu kez de.

"Bak bu oğlan doğduğunda senin baban ona bir isim vermiş eyvallah ama o bir Abantlı değil işte orada hatalısın."

Tutku Oyunları +18Where stories live. Discover now