Tehlike

6.7K 276 15
                                    

Gözlerimi açtığımda sanki bir gemiye binmişim gibi hissediyordum. Bedenim sanki hafifçe sallanıyor ve her an kusacakmış gibi hissediyordum. Ellerimle, dönen başımı tutmak istedim bir an ama bir şey ellerimi hareket ettirmemi engelledi. Bulanık bakışlarımı sabitlemeye çalışarak zorlukla kafamı çevirip beni engelleyen şeyin ne olduğunu anlamaya çalıştım ama nafileydi. Ellerimi çekiştirdiğimde ise bu sefer bileklerimin etrafını saran o şey canımın acımasına neden oldu.

O an bir şeylerin yanlış olduğu düşüncesi kafama dank etti. 

Neredeydim ben? Ne olmuştu?

Aklım bir anda aydınlanma yaşarken en son Ozan'ın odasında olduğum ve onu beklerken birinin elini ağzıma kapattığı gerçeği bir bıçak gibi bilincimdeki tüm düşünceleri sekteye uğrattı.

Bu kez hınçla elimi çekiştirirken görüşüm biraz daha açılmış ve neredeyse karanlık bir odanın ortasında bir sandalyeye bağlanmış olduğum gerçeğini ayırt etmiştim.

Bir kadının sert ve soğuk sesi, aklımdaki tüm dehşeti, şaşkınlıkla sarmaladı.

"Boşuna uğraşma, çözemezsin."

Kafamı sesin geldiği yere odanın arka köşesine doğru çevirdiğimde orada uzun boylu, hastalıklı derecede ince yapılı genç bir kızın dikilmiş beni izlemekte olduğunu fark ettim. Kızın bakışlarında inanılmaz rahatsız edici bir tatmin, insanın tüylerini diken diken eden bir şey vardı.

"Sen de kimsin?" diye sordum bir anda şaşkınlığımdan sıyrılıp durularak. Sesim kendimden beklemediğim kadar soğukkanlı çıkmıştı. 

Sanki kaçırılmamış, bir sandalyeye bağlanmamış, karanlık bir odada oturan ben değilmişim gibi.

Ağzımı bantlamamışlardı. Kimsenin bizi bulamayacağı ya da duyamayacağı bir yerde olmalıydım. Bir yanım bu düşünceyle sakinliğini yeniden kaybedip, dehşete düşerken, karşımdaki bu hastalıklı kadına bunu yansıtmamaya çalışıyordum.

Gözlerim yeniden bomboş olsa da temiz ve bakımlı görünen odanın içinde dolandı. Tek bir duvardaki bir karış genişliğindeki yüksek pencere haricinde dört duvarda kapalıydı ve nerede olduğuma dair en ufak bir fikrim yoktu. Tek bildiğim bir yerlerin bodrum katında olduğumuzdu.

Bir kez daha soğuk bir sesle sordum.

"Beni buraya neden getirdiniz?"

Bunu bu kadının tek başına yapmamış olduğuna emindim. Çünkü beni yakalayan kişi benim karşı koyamayacağım kadar güçlü ve kalıplıydı. Bir erkek olduğuna neredeyse emindim.

Kadın benim sorularım ve soğuk tavrım karşısında keskin, içi boş bir kahkaha attı.

"Ben kim miyim? Ben de asıl sana bu soruyu sormak istiyordum. Asıl sen kimsin!? Kim oluyorsun da herkes Ozan için önemli olduğunu söyleyip duruyor!"

Sözlerini tamamladığında sesi öfkeli hatta dengesiz bir tınıya bürünmüştü. Az önceki, kendinden emin, kontrollü halinden eser kalmamıştı. 

Bana fazlasıyla dengesiz gelen bu kadın odanın etrafında ağır adımlarla geniş bir daire çizmeye başladı. 

Kimdi bu kadın? 

Beni neden buraya getirdiğini sorgulamama gerek kalmamıştı zira az önce kendisi nedenin Ozan'a bana değer verdiğini düşünmesi olarak açıklamıştı bile. Sadece Ozan'dan beklentilerinin ne olduğunu bilmiyordum. İkimizin ortaya çıkan fotoğrafları mıydı beni buraya hapsetmelerindeki neden?

Nedense bir yanım bu kadar basit olmadığını söylüyordu. Ama bir diğer yanımsa, bir bodrum katında ellerim bağlı, manyak bir kadınla baş başa da olsam bile Ozan'ın beni bulup buradan çıkaracağını söylüyordu.

Tutku Oyunları +18Where stories live. Discover now