İki yalancı

36.5K 906 59
                                    

Bir sonraki sene Ozan annemlerin de ısrarı üzerine bizim yazlıkta bir hafta geçirmişti. O yaz yazlığa annemlerden önce abimle gitmeye önden gitmeye karar vermiştik. Ben de artık on yedi yaşında bir kız olarak abime emanet edilmiştim. Zaten zamanımın çoğunu yazlıktaki arkadaşlarımla geçiriyorum.

Ozanla sözsüz anlaşmamız devam etmişti o yazda. Birbirimizle hiç konuşmadık. Ancak garip karşılaşmalar yaşamıştık.

Ozan'ın geldiği ilk gün arkadaşlarla sitenin havuzuna inmiştik. Yüzmeyi çok severdim. Bütün günü suda geçirebilirdim. Ozan geldiğindeyse bir şeyler içmek için havuzdan çıkmıştım. Havuzun barında otururken gördüm onu. Abimle beraber havuz başına doğru ilerliyordu. Bizim arkadaşlardan bazılarının onu görünce aralarında fısıldaşarak güldüklerini fark etmiştim. Ozan'ın varlığı bir anda herkesin dikkatini çekmiş gibiydi.

Ben de onu ilk defa böyle üzerinde sadece bir mayoyla görüyordum ama Ozan'ın o garip bakışlarını üzerimde hissedince aniden başımı çevirdim. Böyleydi... o olaydan beri bana farklı bir şekilde bakıyordu ve bu beni o kadar çok heyecanlandırıyordu ki, ondan hoşlandığımı anlamasın diye ya ondan nefret ediyormuş gibi davranıyordum ya da hemen kaçıyordum.

Ona baktığım birkaç saniyede gördüğüm şey yutkunmama neden olmuştu. Aslında abimin sitenin havuzuna gelmesine de şaşırmıştım. Çünkü buraya hep çoluk çocuk doluştuğunu söyler, genellikle kimsenin olmadığı akşam saatlerinde gelirdi. Ancak benimle bu kez tatile geldiğimizden beri ne zaman havuza gitsem gardiyan gibi başımda beliriyordu. Bunun sitedeki yeni komşumuz Umut ile ilgili olduğuna dair şüphelerim vardı. Nitekim Umut da abimin geldiğini fark etmemiş olmalı ki dibimde bitmişti.

"Ne haber Cemre? Akşam geliyorsun değil mi bizimle?"

Umut gerçekten berbat bir zamanlama bulmuştu. On yedi yaşımda ilk kaçamağımı yapıp kulübe gideceğim günde abime planımı ağzıyla söylemek üzereydi. Zaten tam o sırada da abim yanı başımızda durdu.

"Cemre akşam nereye geliyormuş sizinle?" dedi kelimelerin üstüne bastırarak.

O esnada Ozan'ın umursamaz bir tavırla yanımızdan geçerek hemen ötemizdeki bara oturduğunu fark ettim. Umut ise abimi görünce yaptığı hatayı fark ederek susmuştu. Ne söyleyeceğini bilmez bir ifadeyle bana bakıyordu. Toparlamam gerektiğini fark ederek hemen atıldım.

"Basketbol oynayacaklar abi. Aşağıdaki parkta. Biz de kızlarla izlemeye gidiyoruz." dedim.

Arada bir yaptığımız bir şeydi. Bu yüzden abim bir şey demedi. Sadece Umut'a sert bir bakış atıp, o da Ozan'ın yanına doğru ilerledi. Abim yanımızdan ayrılınca Umut bana tereddütlü bir bakış atıp, yaklaşarak  "Tamam o zaman akşam görüşürüz" dedi göz kırparak.

O gün havuzda daha fazla kalmayarak yazlık eve geçmiştim. Abimler gelmeden de yiyecek bir şeyler hazırlamıştım. Beraber kaldığımız şu bir haftada bazen abim bazen ben bir şeyler hazırlardık. Bazen de dışarıdan yerdik. Sorun şuydu ki bugün dışarıdan yememeliydik. Abimler dışarı gitmeliydi.

Abim eve geldiğinde hazır sofrayı görünce çok mutlu oldu.

"Cemre süpersin." dedi gelip alnıma bir öpücük kondurup bana sarıldığında.

"Ozan, Cemre'nin nasıl güzel yemekler yaptığına inanamazsın. Parmaklarını yersin inan."

Ozan ise sadece sessizce bana kısa bir bakış atıp gözlerini kaçırmıştı. Tavrından rahatsız olarak konuyu değiştirmeye çalıştım.

"Abiciğim senin yaptığın yemeklerin yanında bütün yemekler güzel kalır inan!" dedim bende sırıtarak.

Abim saçlarımı karıştırarak "Hadi oradan ufaklık." derken Ozan'ın bakışlarını bu kez dikkatle üzerimizde gezdirdiğini fark ettim. Benim baktığımı görünce yine hiçbir şey olmamış gibi uzak bir tavra bürünmüştü. Onun neden her tepkisini fark ettiğimi bilmiyordum ama ediyordum işte.

Tutku Oyunları +18Where stories live. Discover now