0.4

1.7K 233 251
                                    

.✞︎.

"Aslında iyi çocuk ama biraz soğuk sadece."

"Zamanla alışacaktır, yakında daha iyi anlaşırsınız eminim Seungmin."

Hyunjin arkadaşlarının yanına geldiği gibi konuştuklarına kulak misafiri olmuş ve merakını gizleyememişti. "Kimden bahsediyorsunuz?"

"Otur ilk önce." Chan'ın yanındaki boş sandalyeye oturduğunda Seungmim dudaklarını araladı. "Hani şu kasabaya yeni gelen çocuk var ya, dün bize sormuştun hatta tanıyanınız var mı diye?"

Şimdi konu Hyunjin'in ilgisini daha da çekmişti. "İşte o çocuk, Minho Hyung, bizim yeni komşumuz. Ailesiyle karşı komşumuz Bayan Moon'un boşalattığı evine taşındılar."

Hyunjin buna gerçekten şaşırmıştı. "Dün okuldan eve giderken onu gördüm yolda, arkasından yürüyordum ve aniden bana dönüp 'neden beni takip ediyorsun' deyince şaşırdım başta ama sonradan tanıştık işte. Felix'in kuzeniymiş, Incheon'a yeni gelmişler. Cidden çok kibar ve hoş biri ancak pek konuşmuyor, azıcık soğuk geldi bana." Arkadaşının heyecan içinde dudaklarından dökülen her bir cümleyi büyük bir dikkatle dinliyordu Hyunjin.

"Bizim sınıfa gelen Minho'dan bahsediyor değil mi Hyunjin?" Changbin'i başıyla onayladı Hyunjin.

"Oh, demek sizin sınıfa geliyor." Changbin, Seungmin'i onaylarken, sözü aldı. "Evet ama sınıfta da pek konuştuğu yok aslında. Hatta dün hiç teneffüse çıktığını da görmedim, sadece sessizce kitabını okuyordu."

"Garipmiş." Dedi Jeongin, geldiğinden beri söylediği ilk sözcüktü.

"Bir de şey bu akşam annem ailesini yemeğe çağırdı. 'hoşgeldiniz, komşumuz olmanıza sevindik' yemeği gibi birşey. Belki Minho Hyung'a cam biblolarımı gösterirsem hoşuna gider." Hyunjin arkadaşını dediği ile birlikte aniden aklına gelen şeyle yerinden fırladı.

"Seungmin, SunYeon annenin sofrasında benim için de bir tabak var mı?" Bunu neden, ve ya hangi amaçla söylediğini bilmiyordu ama o an düşününce mantıklı gelmişti sadece.

Seungmin, beklemediği şey karşısında başta afallasada sonradan yüzüne şirin bir gülümseme yerleştirmiş ve arkadaşını başıyla onaylamıştı. "Annemin seni ne kadar sevdiğini biliyorsun zaten. Eminim bunu duyduğuna sevincektir." Hyunjin'inde yüzünde gülümseme oluşurken tekrar yerine oturdu.

"Bro, neden?" Changbin'in sorusunun kendisine olduğunu çok iyi biliyordu ama ne cevap verecekti şimdi?

"Sadece... SunYeon annenin yemeklerini özledim. Ve o evine misafir geldiğinde sofrayı bir şölene çeviriyor gerçekten." Changbin, uzun süredir tanıdığı arkadaşına 'inanmadım bakışları' atarken yine de başıyla onayladı onu. Nasıl olsa bir şekilde öğrenirdi. O Seo Changbin'di.

Hyunjin, akşam Minho'ya yapacağı sürpriz için şimdiden sabırsızlanırken, bir yandan da ailesinde iyi bir izlenim bırakmak için ne giyeceğini düşünmeye başlamıştı.

.
.
.

Minho, oturduğu koltukta rahatsızlıkla kıpırdandı. İlk kez misafirliğe geldiği bu ev yüzünden biraz gerilmişti. Yeni şeyler her zaman endişelenmesine sebep olurdu. Sonuçta ilk kez tanışacağı insanlarda iyi bir izlenim bırakmak önemliydi, içten içe yanlış birşey yapmaktan çekiniyordu.

blue neighbourhood ᡣ𐭩 hyunho Where stories live. Discover now