2.4

998 141 221
                                    

geç geldim hüğ :'

bir de hem dmden hem de yorumlarda yb için yazan okurlaeım bu bölüm yorum yapmazlarsa fena kırılırım 😔💔

ayeıca diğer bölüm sorumun cevabını çoğunuz doğru tahmin ettiniz ama bir yerde yanıldınız. mikrofon yere düştüğünde değil, hyunjin eskisi gibi yapmak adına düğmelerini düzeltmeye çalıştığında aktive oldu.

neyse, iyi okumalarr <33

.︎✞︎.

"Minho, kapıyı aç bebeğim."

Son birkaç dakikadır olduğu gibi kilitli tuvalet kapısının ardından hıçkırık ve burun çekme sesi dışında hiçbir şey duyulmamıştı.

"Endişelenmeye başlıyorum.."

Sessizlik gittikçe uzarken derin bir iç çekti Hyunjin. O sırada lavabodaki diğer bedenler de bu sessizliği kırmak adına herhangi bir şey yapmıyordu. Ne Jisung, ne Felix, ne Chan ne de diğerleri... hepsi hâlâ anın şokunu yaşıyordu, okuldaki herkes gibi.

"Nasıl- nasıl oldu bu?" Dakikalar sonra nihayet sormayı akıl edebildiği şeyle herkes dikkatini Hyunjin'e vermişti.

Boğazını hafifçe temizleyip yanıtladı onu Jeongin çok geçmeden. "Mikrofon. Bay Kim'in anons yapmak için kullandığı mikrofon aktive olduğunda odadaki birkaç konuşmanıza kulak misafiri oldum- yani oldular, olduk."

"Ne? Ciddi olamazsın?" Hyunjin, asla duymayı beklemediği cevapla şaşırdı. En fazla dedikodu kurbanı olduklarını falan düşünmüştü. Ama bu... her şey onların suçu muydu?

Ya da sadece kendisinin.

"Kulağa şaka gibi geliyor ama olay bu."

"Peki.. peki neden kimse gelip uyarmadı ki bizi, yani madem herkes duymuş-"

"Bir dakika bile sürmedi ki konuşmanız."

"O zaman nasıl-"

"Hyunjin, hafıza kaybı mı yaşıyorsun? Birbirinize 'sevgilim' diye hitap ettiniz. Bundan ne çıkarmalarını bekliyordun ki?" Diye biraz sinirli bir tonda konuşunca Chan, sinirinin nedenin de gerginliğinden dolayı olduğunu anlamak zor olmamıştı.

"Ah.." Hyunjin bunu umursamamaya çalıştı ve bir süredir hıçkırık seslerinin kesildiği kapıya yasladı sırtını. Gücünün tükendiğini hissediyordu. Özellikle de her şeyin onun hatası olduğunu farkedince büyük bir suçluluk duygusu hissetmeye başlamıştı. Şu an ihtiyacı olan tek şey sevgilisini kolları arasına alıp sıkıca sarılmak ve onun akan gözyaşlarını silmek yerine ağlamasına eşlik etmekti.

"Min, aç kapıyı yalvarırım. Söz veriyorum kötü bir şey olmayacak. Ben buradayım, yanındayım her zaman. İstersen asalım okulu, görmek zorunda değilsin kimsenin suratını, elma bahçesine götüreyim seni, orada istediğin kadar kalabilirsin, hatta özgürce bağırıp çağır, ağla. Ama sen böyle sessiz olunca kendimi daha da kötü hissetmeye başlıyorum. Korkuyorum Min."

blue neighbourhood ᡣ𐭩 hyunho Where stories live. Discover now