1.6

1.4K 170 175
                                    

.✞︎.

Hafif esen rüzgar kahverengi saç tutamlarını nazikçe okşarken Blue Neighbourhood lisesine doğru seri adımlarla yürüyordu Minho. Sonbahar geldiğini belli ettiği için havalar iyice soğumaya başlamıştı. Bu yüzdendi Minho'nun acelesi; hasta olmaktan hiç mi hiç hoşlanmazdı.

Birkaç dakikanın ardından okul kapısından içeri girdiğinde gözleri bahçede Hyunjin'i aramaya başlamıştı. Evet, artık bedeni ve zihni birlik olmuş, ondan izinsiz aşık olduğu bedene yönlendiriyordu kendisini. Ki bundan şikayetçi olduğunu söyleyemezdi.

Kısa bir bakışın ardından aradığı bedeni bulamadığı için istemsizce somurttu ve 'belki soğuk olduğundan sınıfa girmiştir' düşüncesi ile birlikte sınıfına doğru adımlamaya başladı.

Ancak.. beklemediği bir anda bileğinden tutan ve bedenini okulun arka kısmına doğru çeken bir el yüzünden farkında olmadan çığlık atacakken, dudaklarına kapanan başka bir el bunu yapmasına engel olmuştu.

"Sakin ol Min, benim."

Kulaklarına dolan Hyunjin'in sesi ile sıkıca yumduğu gözleri şaşkınlık içinde açılmıştı bu sefer Minho'nun.

Uzun beden elini dudaklarından çektiğinde konuştu. "Tanrı aşkına... Korkuttun beni, Hyunjin."

Hyunjin, yüzüne mahçup bir ifade yerleştirip konuştu. "Üzgünüm sadece kimse görmesin diyeydi."

Minho, başını olumlu anlamda salladı ve aklındaki diğer soruyu sordu. "Peki niçin?"

"Şey.. bunun için aslında." Diyip kollarını kısa bedenin beline dolayarak kendine çekmişti. "Tek istediğim bu soğuk günde, senden içimi ısıtacak sıcak bir sarılma almaktı."

Minho, üzerindeki şaşkınlığı atıp dudaklarına minik bir gülümseme yerleştirdi ve Hyunjin'in sarılmasına kollarını boynuna dolayarak karşılık verdi.

"Biliyorsun, sana okulun ortasında, herkesin gözleri önünde sarılmak benim için hiç sorun değil ancak seni düşündüm. Buna yeni yeni alışıyor gibisin."

Dışarıdaki havaya tezat tüm vücudu alev almış gibi hissediyordu Minho. "Hep beni düşünüyorsun..?"

"Evet, Min. Yemin ederim aklımdan bir an olsun çıkmıyorsun. Özellikle dün... elma bahçesindeki sahne kafamın içinde bir film şeridi gibi dönüp duruyor."

"B-benim de öyle." Gerçekten, dünki öpücüğü her hatırladığında kalbi boğazında atmaya başlıyor, nefesi kesiliyor, vücudu titremeye başlıyordu. Sadece Hyunjin'i düşünmek bile hayatında hiç tatmadığı duyguları Minho'ya tattırırken, zaman zaman kendisinin onun için yetersiz olduğunu düşünüyordu istemsizce.

Hyunjin, bedenlerini yavaşça ayırıp hemen dibindeki yüzün gözbebeklerine çıkardı irislerini. Ve eliyle kahverengi saç tutamlarını Minho'nun gözünün önünden çektikten sonra tereddüt etmeden dudaklarını Minho'nun açıkta kalan alnına bastırıp, güven verici bir öpücük bıraktı.

"Tanrım.. ateşin var Min. Üşüttün mü yoksa?"

Henüz o, masum öpücüğün etkisinden çıkamamışken aldığı soruyla afallamıştı. "Hayır, kesinlikle ateşimi çıkaran şeyin sebebi içinde bulunduğumuz yakınlık."

blue neighbourhood ᡣ𐭩 hyunho Where stories live. Discover now