2.5

1K 142 109
                                    

yb için minsomniatic askıma tesekkür edebilirsiniz, çünkü bu bölüm onun için 💘💘

iyi okumalar~

.✞︎.

Yol boyunca arabadaki iki beden de sessizliğini sürdürmüştü.

Minho, sadece birkaç dakika önce yaşadığı sahneleri düşündükçe kalbinin parçalara ayrıldığını hissediyordu. Hayatı boyunca tek isteği kendisini her hatasıyla, her kusuruyla kabullenen, destek olan bir aileye sahip olmaktan fazlası değilken yaptığı hata bile sayılmayacak bir davranıştan ötürü öz annesi tarafından böylesine aşağılanmayı hak ediyor muydu gerçekten?

Bunca yıldır o ebeveynlerinin istediği 'kusursuz evlat' olmak için elinden gelenin fazlasını yapmış, sırf okul birincisi olup onlardan biraz olsun sevgi kazanmak için sabah akşam farketmeden soluksuz çalışmıştı. Bu kadar yorulmanın karşılığında aldığı 'aferim oğlum' ve minik bir baş pat-patlaması bile onu havalara uçuracakken her seferinde 'bu başarıyı elde etmen değil, elde ettiğin yeri koruman önemli Minho. Hiçbir şeyin dikkatini dağıtmasına izin verme ve kuralların dışına çıkma' sözlerinden başka bir şey duymamıştı kulakları.

Bu muydu gerçekten? Bu kadar emeğin ve çabanın karşılığı bu muydu peki?

"Minho, geldik tatlım."

Düşünceleri zihnini o kadar çok meşgul etmişti ki ne zaman geldiğini anlamadığı ev ile biraz duraksadı önce. Sonraysa Bayan Hwang'ı başıyla onaylayıp, arabadan aceleyle çıktı bekletmemek adına.

Çıktığı gibi gözü girişte -muhtemelen- onları bekleyen bedene kaydı. Sevgilisine. Havanın serin olmasına rağmen üzerindeki ince hırkayla sabırsızca kendisine doğru yürümeye başlamıştı sonra. Bayan Hwang ise o sırada arabayı arka bahçedeki garaja sürüyordu.

"Minho? İyisin değil mi? Bir şey yapmadı sana-"

"İyiyim." Diyip sözünü böldükten sonra kollarını etrafına sardı hızla. Fazlasıyla duygusal hissediyordu şu an. "Teşekkür ederim Hyunjin, böyle bir şeyi tahmin bile edemezdim. Hem sana hem de Bayan Hwang'a çok minnettarım."

Kollarını yavaçça ayırıp bakışlarını sevgilisinin hafif buğulu göz bebekleriyle birleştirdi Hyunjin. "Asıl ben teşekkür ederim, bana güvendiğin için. Ve bize karşı herhangi bir minnet borçlu değilsin, öyle düşünmeyi bırak lütfen."

Kafasını aşağı yukarı sallayarak siyah saçlıyı onayladığı sırada arkalarında yüzündeki buruk gülümsemeyle kendilerine bakan kadını farkettiğinde utançla bakışlarını kaçırmıştı Minho.

"Hadi içeri girin, hava soğuk esiyor."

İkili Bayan Hwang'ı onaylayıp, yan yana hızlı adımlarla evden içeri girdiler.

Ayakkabısını çıkarıp sıcak ev terliklerini giymeyi bitirdiğinde uzun beden onun kolundan tutup kendisinin de artık yolunu bildiği odasına doğru yürütmeye başlamıştı bile.

Hyunjin, odaya girdiklerinde ise beraberinde çekiştirmeye devam ettiği sevgilisini kendiyle birlikte yumuşak yatağa oturtmadan önce kapıyı kapamayı da unutmamıştı.

"Şu an neler olduğunu anlatacak durumda mısın? Canın istemiyorsa seni zorlamam."

Minho adrenalin yüzünden yıpranan bedenini yatakta geriye yaslarken diğeri hâlâ meraklı gözlerle kendisini inceliyordu. "Onca tanımadığım kadının önünde beni resmen evlatlıktan reddetti. 'iğrençsin minho, senin gibi bir oğlum yok.' Bu cümleyi kurarken gerçekten de gözlerindeki iğrentiyi gördüm, Hyunjin."

blue neighbourhood ᡣ𐭩 hyunho Where stories live. Discover now