2.9

1K 113 195
                                    

uykum olduğu için kontrol edemedim, umarım bir yanlısım yoktur.. 💖

.✞︎.

Ertesi günün sabahı ikili evden çıkmış el ele okullarına doğru yürüyorken uzun süren sessizliğin arasında mırıldandı Hyunjin. "Bugün iki sınav birden olmasaydı okula gelmemek için elimden geleni yapardım biliyorsun değil mi?"

"Sesin yorgun çıkıyor Hyunnie, hastalandın mı yoksa?" Diye endişe içinde yanıtladı onu Minho.

"Tabii ıslak giysilerle o kadar yolu yürüyen sen değilsin."

"Beni kıyafetlerimle birlikte suya düşürmeseydin ikimiz de kuru bir şekilde eve gidebilirdik. Ayrıca seninkileri giymem için ısrar eden de sendin hatırlatırım."

Hyunjin konuşmak yerine elinden tuttuğu sevgilisini kendine biraz daha çekmiş ve başını boy farklarından yararlanarak kahverengi tutamlara yaslamıştı. "Her şeyi geçtim dört saatlik uyku ile tüm gün ayakta kalmak benim için zor olacak."

"Tanrım.. biraz idare et işte. Olmadı ilk iki ders uyu, ben senin yerine de not alır. Önemli yerleri eve geldiğimizde sana anlatırım."

"Bak bu fikir aklıma yattı işte."

Minik sohbet bir şekilde devam ederken çoktan okula varmışlardı bile.

Klasik bankalarının yanına doğru ilerliyorken ise Minho'nun dikkatini başka bir şey, biri çekmişti.

Neredeyse iki haftadır okula gelmeyen biricik arkadaşı Chanhee. Tek başına bankta oturuyordu şimdi.

"Hyunjin, baksana Chanhee gelmiş."

Siyah saçlı sevgilisinin işaret ettiği yere baktığında farkettiği beden ile şaşırmıştı.

Çiftin bakışları kısa bir süreliğine kesiştiğinde ise diyalog kurmaya gerek bile duymadan bankta oturan bedene doğru yürümeye başladılar.

"Hey."

Chanhee duyduğu sesle bakışlarını önünden kaldırdı ve karşısındaki bedenleri gördüğü gibi hemen ayaklandı. Ne şanstır ki aradığı kişiler onu bulmuştu.

Beklemeden kollarını kendisine hafifçe tebessüm eden arkadaşına doladı. Minho'yu gerçekten özlemişti ve birazdan söyleyecekleri konusunda duygusal hissediyordu.

Kahverengi saçlı sarılışına hemen karşılık verirken başını da omzuna yaslamış rahat bir nefes almıştı.

"Neredeydin Tanrı aşkına, çok özledim seni."

"Benim sadece zamana ihtiyacım vardı.."

Bedenleri yavaşça ayrılırken bakışlarını arkadaşının zarif yüz hatlarında gezdirdi Minho. "Şu an iyisin ama değil mi?"

"Hmm. Teşekkür ederim bu arada . O gün yaptıklarınız için ikinize de çok minnettarım." Derken bakışları Siyah saçlıya kaydı Chanhee'nin. "Çok teşekkür ederim ve aynı zamanda sizi böyle bir duruma soktuğum için özür dilerim. Umarım bir sorununuz yoktur, olanları duydum."

Nefes dahi almadan panik içinde konuşan arkadaşını tekrar banka oturttu ve kendi de yanına geçti Minho. Diğer beden hâlâ ayakta beklerken araladı dudaklarını.

"Teşekkür etmene de özür dilemene de gerek yok Chanhee. Sen bizim arkadaşımızsın, tabii ki seni koruyacağız. Ayrıca bir sorunumuz yok. Minho ile iyiyiz, hatta eskisinden daha iyi. Ufak sorunlar var ama çözülmeyecek şeyler değil. Sen kafanı buna yorma, önce kendini düşün."

blue neighbourhood ᡣ𐭩 hyunho Where stories live. Discover now